SEYAHAT

24 SAATTE FLORANSA – FLORENCE IN 24 HOURS

Geçtiğimiz son baharda Pegasus Havayolları’nın yapmış olduğu bir kampanya ile ne zamandır merak ettiğimiz Bologna’ya bir hafta sonu kaçamağı için bilet almıştık. Zaman içerisinde de planlar yapılmaya başlandı tabi. Yurt dışında sosyal medya işi çok acayip yürüyor. Herkes çok sıcak ve paylaşımcı, yaptığın işe değer verildiğini bir şekilde hissediyorsun. İtalyanlar’ın sıcak kanlılığını da buna ekleyince beklemediğimiz bir sosyal medya arkadaşlığı ağımız oluştu 🙂 Bu ağ Bologna seyahatinin süresini uzatıp içerisine Floransa’yı eklememize neden oldu. Hesapta olmayan büyük bir mutluluk oldu bizim için.

Ben 10 yıl önce gelmiştim Floransa’ya, Baransel’in ise ilk gelişi olacaktı. Hayal meyal hatırladığım kadarıyla çok romantik ve güzeldi. O nedenle 1 günlüğüne de olsa bu planı yapmaya değer diye düşündüm.

Bologna Havalimanı’ndan Floransa’ya ulaşmamız tam olarak 50 dk sürdü. Ortalama da 1 saat diyelim hadi. Yolda sayısız tünelden geçiyorsunuz ve neredeyse hiç manzara görmüyorsunuz. Ama kolay ve çabuk gidilen bir yol. O  yüzden günübirlik bile yapılabilir.

Floransa’da misafir olduğumuz Ad Astra Florence Hotel , Floransa’nın o eski dar sokaklarının içerisinde, gizli bir kapıdan geçip kavuştuğunuz bir vaha gibi. Kocaman bir bahçenin içerisinde tarihi bir bina. Onu keşfetmek bile çok güzeldi 🙂

English: We had taken our cheap flight tickets via Pegasus Airlines to Bologna, the city about which we really curious for a long time, in last spring in order to spend a weekend. We started to make many plans immediately. Social media is a more different than ours in abroad. People are more friendly and sharing. You can easily be aware that the thing you did is always valued. And after seeing warm blooded Italians, you had an unexpected social media friendship web. Because of this web, we needed to extend our Bologna trip and decided to visit Florence. This was another unexpected happiness we did not plan. I came to Florence 10 years ago; but this was going to be the first time for Baransel. Now, I remember dreamy, it was so romantic and beautiful. That was the reason gave me the wish to realize this plan even it was only 1 day.

We could arrive to Florence from Bologna Airport only within 50 min. Let’s say it 1 hour. You are passing through numerous tunnels while driving and it is almost impossible to see any view; however it is very easy and fast. So it can be done within a day.

Ad Astra Florence Hotel where we stayed in Florence is located in old and tidy streets and reachable after passing through a door. It’s like an oasis. A historical building in a big garden … It was just great to discover such kind of a place.

Akşamüzeri, müthiş bir havada, sadece kuş cıvıltıları duyabildiğiniz bu bahçeden içeri giriverdik. Bizi karşılayan tatlı otel görevlisi, aracımızı içeri almamızda ve bizi minik golf arabasıyla otelin binasına götürmede yardımcı oldu. Otelin özel park alanı olması çok büyük avantaj. Floransa’da bir daha  arabayı hiç yerinden oynatmadık.

Odamız 1 numaralı, Deluxe Room kategorisindeki teraslı odalardan biriydi. İçeri girer girmez burada 1 hafta kalmalıydık, anca hakkını verirdik diye düşünmedim değil 🙂 Ama 1 güncük bile olsa çok iyi geldi.

English: We entered the garden late afternoon where you can find a wonderful atmosphere, bird sounds. Sweat staff welcomed us helped us to park our car and brought us to hotel building with a golf cart. It is a good opportunity that the hotel has a special park area because we could not move the car in Florence.

Our room number was 1. This was among Deluxe Room Category having a terrace. As soon as we entered inside, I thought, I wish we could have stayed here at least one week to experience it more. But anyway, 1 day is 1 day and it was awesome.

Bavulları bırakıp hemen kendimizi sokağa attık. Ad Astra, Old Town’da değil, köprünün öbür yakasında yer alıyor. Ancak yürüme mesafesi olarak Duomo’ya 15 dk, Pitti Sarayı’na 5 dk mesafede. Bulunduğu mahalle biraz Karaköy, biraz Cihangir, biraz Çukurcuma gibi. Çok güzel butikler ve eskiciler var.

English: We put our suitcases and found ourselves in streets. Ad Astra isn’t located in Old Town, it is in another part of the bridge. But, it is just 15 min to Duomo by walking and 5 min. to Pitti Palace. Where we were was like a little bit Karakoy, Cihangir or Cukurcuma. There are beautiful boutiques and antique stores.

Köprünün üzerinden yürürken gün batımı saatine denk geldik. İstanbul’dan soğuk havadan çıkıp yazın ilk günlerine gelmek gibiydi. Adadaki gün batımı renkleri gibiydi gökyüzü, turunculu morlu… Oturup izledik azıcık. Sonra Ponte Vecchio köprüsüne doğru ilerleyip, oradan Duomo’ya geçtik.

English: We could catch sun-set time while walking on the bridge. It was like last days of winter in Istanbul. We welcomed first days of spring. Sky had the colors of sun set, orange and purple … We sat and watched a little bit. Then, we moved to Ponte Vecchio bridge and passed to Duomo.

Dolunay zamanına denk geldiğimiz için midir bilmem, ay Floransa Katedrali üzerinde öyle güzel görünüyordu ki, neredeyse katedralin heybetini gölgede bırakacaktı. Ben daha önce gördüğüm için çok şaşırmadım, ama Baransel köşeyi dönüp katedrali gördüğümüz o anda baya şaşırdı ve etkilendi. Vay arkadaş! dedi. 🙂 Bazı yapıların insan elinden çıktığına inanması gerçekten çok güç. Bu da öyle bir şey işte… Bu katedrale Duomo, Santa Maria del Fiore ya da kısaca Floransa Katedrali de deniyor. İnşaatına 1296 yılında başlanmış, düşünsenize! İbadete açılması ise 1436’da olmuş. Gecesi ve gündüzü ayrı etkileyici. O nedenle ertesi sabah da burada olacağımızı varsayarak çok merak ettiğim bir mekan olan ” La Menagere ” ye doğru yola devam ettik.

English: I think, it was full moon time. The moon was excellent on Florence Cathedral and almost seeing more glorious than the Cathedral itself. I did not surprise due to the fact that I has seen it before, yet Baransel was just impressed after we had turned the corner and seen the Cathedral. ‘’Oh my God’’ he said. It is really hard to know that these architectures were made by humans. This was one of them. The Cathedral is known as Duomo, Santa Maria del Fiore or in a short way Florence Cathedral. The construction started in 1296, but started to be used as house of god in 1436. Just think about it! It seems impressive at night and in the morning. We decided to visit it in the morning again. Afterwards, we walked to ‘’La Menagere’’.

La Menagere Fransızca’da ev hanımı anlamına geliyormuş. Mekan, restoran & bar, çiçekçi ve konsept mağaza olarak tasarlanmış. Bazı akşamlar canlı caz dinleyip yemek yiyebilirsiniz. Büyük gruplar için harika ayrı bir ağırlama odası bulunuyor. Bar kısmında ise çok iddialı bir barmenleri var. Kısacası dekorasyonundan menüsüne kadar biz bu mekana bayıldık! Tabi ki rezervasyon şart! Biz hafta içi sadece aperitivo saatinde kokteyl içmeye gittiğimiz için dışarıda yer bulabildik. Ancak yemek için mutlaka rezervasyon yapılmalı.

English: La Menagere means in French as housewife and was designed as restaurant & bar, flower shop and concept shopping mall. You can have jazz music while having dinner in some evenings. The place has a great entertainment room for big groups and there is an artsy barman in bar. We loved this place. Decoration, menu … Of course, you need to make a reservation first. We could find a place because we went to there in aperitivo time. As I said, for dinner, reservation is a must.

Aperitivo tam anlamıyla Happy Hour’un İtalyan versiyonu. Bu adamlar için akşam yemeğinden önce, işten çıkıp arkadaşlarla iki tek atmak ve yanında minik bir şeyler atıştırmak ömür mü uzatıyor bilmem ama işe yaradığı kesin 🙂 Biz de İtalya’da olduğumuz her gün bu yaşam biçimine ayak uydurduk.  Genelde aperitivo saati akşam 19:00 itibariyle başlıyor ve her bar ve restoranda ya aperitivo menüsü yapılıyor ya da içkiler o saat diliminde daha ucuz oluyor. Mesela La Menagere’de bu saatte kokteyller 2 Euro daha ucuz ve yanında patates cipsi, zeytin, mozarella peyniri ve çerez getiriyorlar. Bu arada ikimizin içtiği kokteyl de lezizdi 🙂

English: Aperitivo is completely an Italian Happy Hour. These guys prefer having a drink or snack with friends before dinner. I am not sure if snacking or having a drink is extending life, but it works here for sure. We did the same every day during our stay in Italy. Aperitivo usually starts as of 19.00 and you can find an aperitivo menu in all restaurants. Drinks are cheaper in aperitivo time. For example, cocktails cost 2 Euros in La Menagere and they serve them with fries, olive, mozzarella and appetizers. By the way, cocktails we drank were delicate.

Buradan çıkıp otelimize akşam yemeği için hazırlanmak üzere geri döndük. Bizim için önceden ayarlanmış bir taksi ile son zamanlarda gittiğim en ilginç mekanlardan biri olan ünlü gümüş üreticisi Gianfranco Pampaloni‘nin, üretim yeri içerisine kurulmuş müthiş restoranı In Fabbrica‘ya doğru yola çıktık.

English: We came back to hotel for preparing for dinner. Our taxi arrived and we went to the damous and awesome restaurant ‘’In Fabbrica’’ located in production area of silver master ‘’Gianfranco Pampaloni’’, one of the most amazing place I had ever been in recent years. Of course, we had reserved before.

Dedim ya bu seyahatte yolumuz inanılmaz güzel insanlarla kesişti. Gianfranco (benim için Pampa) da bunlardan biri. Mekanın girişinde bizi karşılayan Pampa, hemen giriş katındaki sergi alanını ve arkadaki üretim yerini bize gösterdi ve kendini anlattı. Hikaye şöyle başlıyor, 1902’de Floransa’da kurulan gümüş farbikası, Pampa’nın babası vefat edince ona kalıyor. Biraz mecburiyetten devraldığı bu işe vizyonunu ve zevkini katınca ortaya bambaşka işler çıkıyor. Özellikle üretimde hala makine yerine “el yapımı” nı tercih ettiği için oldukça popüler. Pampa, “Babamdan kalmasaydı gümüş çıkmayan bir ülkede gümüş üretimi yapacak kadar çılgın olmazdım.” diyor. Şuanda tüm dünyada onun ürettiği ve tasarladığı gümüşler konuşuluyor, hatta öyle ki Kapalıçarşı’ya ziyarete geldiği bir gün kendi tasarımlarının sahtelerinin yapıldığını görmüş, satıcıya bunlar benim tasarımlarım dediğinde, satıcı Pampa’nın boynuna sarılmış, biz sizin hayranınızız demiş. Pampa “Adama tam kızacaktım, hayranım olduğunu öğrendim gurur duydum, şimdi ne diyebilirim ki :)” diyor. Ürünlerinin bazıları New York’ta MoMA’da sergileniyor, hatta öyle ki 2014 yılında Papa Francesco’nun İstanbul ziyaretinde kullandığı gümüş kadehi de o yapmış. Kapalı Çarşı piyasasına da böyle girdiğini tahmin ediyorum 🙂

English: As I said, we met friendly people during this trip. Gianfranco (I call it Pampa) was one of them. Pampa welcomed us in front of the entrance door showed us exhibition area and production parts available behind and gave us information immediately. The story is starting like that: The silver fabric founded in 1902 descended to Pampa after his dad had passed away. He decided to bring some vision and fancy to the place after taking it indispensability and an amazing work arose. This place is so popular because hand-made things are still being preferred instead of machinery. ‘’I would not have been so crazy to do silver business in a country which has no silver sources if this place hadn’t passed me by inheritance’’ says Pampa. Now, world is speaking about his silvers designed and produced here. He said me that he had seen fake versions of his own designs in Grand Bazaar when he was in Turkey. And after he had said to the seller that these were his designs, the seller hugged his neck and said him ‘’We are your fans’’. Pampa was normally going to shoe him that he got angry about that, yet after learning that these guys were fans of him, he was proud and could not say anything.’’ Some of his products are being shown in New York MoMA. He designed the silver glass of Pope Francesco in his Istanbul visit. I think, these designs entered Grand Bazaar market in this way . 

Gelelim restoran işine… İşçilerin gün içerisinde yemeklerini yedikleri mutfak alanını bir restorana dönüştürmeye karar vermiş. Yemeğe ve şaraba olan tutkusunu, şık ve kaliteli masa düzenlemeleri ile birleştirmek ve insanlarla gümüşü bir de bu şekilde buluşturmak istemiş. Yukarı çıktığınız anda, mutfak fayanslarının ortasında kurulmuş kocaman şık bir masa, üzerinde gümüş şamdanlar, gümüş kadehler ve çatal bıçaklar görüyorsunuz. Her yerde tarihi bir hikayeye atıfta bulunan, biraz esprili eserler, masanın en başında ise orta çağdan kalma bir taht. Pampa bana “Bu gecenin kraliçesi olarak masamızda sen tahta oturuyorsun” dedi. O kadar tatlı ki! Aile masalarına bizi davet etti ve hayatımda bulunduğum en acayip ortamlarından birinde inanılmaz güzel bir yemek yedik. Sohbet de oldukça keyifliydi. Orada yediğim karidesli taglietellinin tadı tüm İtalya seyahati boyunca damağımdaydı ve her yerde o tadı aradım. Size tavsiyem, mutlaka gidin tanışın, selamımı söyleyin ve bir akşam Pampa’nın sofrasında yemek yiyin. Pişman olmayacaksınız!

Bu tatlı akşamın ardından otelimize dönüp, hakkını vererek güzel bir uyku çektik. Ertesi sabah Floransa’ya gelme nedenlerimizden biri olan Sonya Lalla ile buluşacaktık. O nedenle sabah 06:00 civarında kalkıp 07:00 de Duomo’nun önünde olmamız gerekiyordu. Aslında gece yatarken başaramayacağımızı düşünmüştüm ama o heyecanla sabah 6’da alarmsız zınk diye kalktım. Terasa çıktım, kahvemi içtim, kuşları dinledim. Daha güzel bir sabah olabilir miydi? Hava o gün 20 derece olacaktı. Hemen uçuş uçuş eteğimi giydim ben de. Sonra Sonya ile buluşmak üzere düştük yollara.

English: On the other hand, the restaurant … He decided to transform the kitchen area where workers are eating to as restaurant. He combined his passion against food and wine with elegant and qualified restaurant as showing his silver works to people also with this way. As soon as we went up, we saw a big and elegant table in the middle of kitchen tiles. There are silver chandeliers, glasses and cutleries on it. Funny artificial works on the walls referring to the related story and an antique throne in seat of honor … ‘’You are sitting in the seat of honor as the queen of the night’’ he said to me. He is so sweat! He invited us to family table and we had a wonderful dinner in one of the most incredible places I have ever been. Conversation was also great. I still remember the taste of taglietelli shrimp and always look for this taste wherever I am. My suggestion is go there, meet him and say my hello to him and eat your dinner in Pampa’s table. You will love it!

We came back to hotel after that lovely evening and slept like babies. Another day, we were going to meet with Sonya Lalla, one of the reasons brought us here, Florence. We needed to wake up at 6 am and had to be in front of Duomo at 7 am. I thought that waking up at 6 is impossible, but I was wrong. Because of excitement, I was awake at that time without alarm. I went to terrace and drank my coffee while listening bird sounds. What a lovely morning, isn’t it! Hit was going to be around 20 degrees on that day. I wore my fly skirt and we went out for meeting up with Sonya.

Sonya ile harika bir çekim yaptık. Zaten bir önceki yazımda (şuradan ulaşabilirsiniz) bol fotoğraflı şekilde onu anlatmıştım. O yüzden işimiz bittikten sonra otelimize dönüp terasımızda kahvaltımızı yaptık. Üzerimizi değiştirip önceden biletini internet sitesinden aldığım katedrali gezmeye karar verdik.

English: We took great photos with Sonya. You can have a look at my previous article (click here) and see the photos. I said many things about her. After we had done, we went back to hotel for having breakfast and changed our clothes. I had already bought the tickets for Cathedral. Time had come.

Yol üzerinde otele yakın bir sokakta Gosh isminde çok tatlı bir bara rastladık. Hemen içeri girip bir göz atmak istedik. Tüm duvar flamingo desenli bir kumaşlı kaplıydı. Dekorasyona bayıldık! Ağırlıklı olarak cinli kokteyller yaptıklarını öğrendik. Biz gittiğimizde daha içerisi boştu, aperativo saatinde oldukça kalabalık oluyormuş, gece de müzikle beraber güzel bir bara dönüşüyormuş. Biz otelden çıkışta gelelim dedik unuttuk, siz siz olun unutmayın 🙂

English: We came across a pretty bar named Gosh on our way. We decided to have a look at inside. Walls were covered with flamingo designs. We loved the decoration. We learned that they are making gin cocktails mainly. Place was empty when we entered, but it is full in aperativo time. In the evening, the place is having a beautiful atmosphere with music. We decided to come here after checking out. You should visit this place.

Otele giderken yolumuzun üzerine bize göz kırpan başka harika şey ise fotoğraf kabini oldu! Görür görmez hemen hatıra olarak siyah beyaz 4’lü fotoğrafımızı çekip verdi. Şimdi yatak odamda aynamda asılı 🙂 Bence mutlaka nerede denk gelirseniz gelin hatıra olarak böyle bir fotoğrafınız olsun.

English: We also came across a photo cabin while we were going back to hotel. We took a memory black and white photo. It gave us 4 photos. Now, this photo is decorating the wall in my bedroom. You should have a photo like that too.

Vaftizhanenin tavanı

Döndük katedral yoluna… Bu konuda önemli bir uyarım olacak. Bence eğer saatiniz gününüz belliyse biletlerinizi gideceğiniz yere gitmeden önce online olarak alın. Bu size çok zaman kazandıracaktır. Floransa Katedrali’nde işler şöyle yürüyor, Katedral’in ana binasının içerisine girmek için bilet almanız gerekmiyor. Sıraya girip girebiliyorsunuz. Kısıtılı bir alanına kadar girip görebiliyorsunuz. Asıl mevzu Müzeye, Katedralin hemen yanındaki yüksek çan kulesine (Bell Tower), Dome denilen kubbeye, vaftizhaneye (Baptistry) ve yer altındaki arkeolojik kalıntıları görebildiğiniz sergiye giriş. Bunların hepsine biletle giriyorsunuz. Biletlerinizi gitmeden önce online olarak buradan alabilirsiniz.

English: And we continued to walk to Cathedral again. I have an important warning about that. If your visit date and hour are determined, take your tickets online. You can save time in that way. Things are done so in Florence Cathedral: You need to take ticket in order to enter in the main building of the Cathedral. You need to wait another people willing to buy tickets. You can go inside without ticket, yet until a restricted area. If you would like to visit bell tower of the Cathedral for example, or museum, Dome, baptistery or archeological ruins, you need to take ticket. You can buy your tickets as clicking here online.

İçlerinden sadece Dome’a biletli olmanızın yanında müzeden gidip belirli bir saate rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Biz rezervasyon yaptırmadığımız için Dome haricinde diğer kalan her yeri gezdik. En zoru çan kulesine tırmanmaktı. 409 basamak çıkıp iniyorsunuz. Her bir kata ulaştığımda soluk soluğaydım. Orada yaptığım bacak kaslarımı 10 pilates dersinde yapmamışımdır.  (Tüm tatil sızladı o ayrı) Yani manzara süper tabi, ama o kadar kendini hırpalamaya değer mi inanın bilmiyorum. 🙂

English: It is not enough to visit Dome. You need to go to museum in order to make reservation besides your ticket. Because of the fact that we could not make reservation, we visited all places apart from Dome. The hardest work was to climb Bell Tower. You need to use 409 stairs to reach there and come back the start point. After reaching each floor, I had to stop for a while to breath. Well, I could not develop my leg muscles like that with 10 pilates lesson for sure (It hurts during trip); however the view was great. It is worth. I still don’t know if this should be done or not.

Floransa’ya kadar gelmişken vaktiniz kalırsa görmeniz gereken bir diğer yer de Pitti Sarayı ve Boboli Bahçeleri (Giardino di Boboli). Hemen sarayın arkasında bulunan bu bahçeleri özellikle güzel bir havada, baharda ya da yazın görmekte fayda var.

English: If you have time and are still in Florence, you should visit Pitti Palace and Boboli Gardens (Giardino di Boboli). Gardens which are located behind the palace are especially beautiful if you visit then in a beautiful day, in spring or summer.

Güneş hafiften yine turuncuya dönmeye başladığında, son bir Aperol Spritz içip karnımızı doyurup Bologna’ya doğru yola çıkalım istedik. Bunun için öylesine sokakta gözümüze kestirdiğimiz, tam da San Lorenzo Basilikası’nın arkasındaki küçük meydana bakan, dışarıda tatlış masaları olan Trattoria San Lorenzo‘yu seçtik. Yemekler de aperollerimiz de gayet güzeldi. Son bir Floransa gün batımı keyfinden sonra, bu güzel şehre, tekrar gelmeye söz vererek veda ettik. 24 saatte Floransa’ya biz bunları sığdırabildik. Keyfimizden ödün vermediğimiz doğrudur 🙂

English: When sun start to turn to orange, we decided to drink our last Aperol Spritz and go to Bologna. We chose Trattoria San Lorenzo, available in a small square behind San Lorenzo Basilica. It has sweat tables in outside. Foods and aperols are pretty good. After a last sun-set in Florence, we said good bye to the city and went to south. We promised we will come here in the future again. We could do these things within 2 hours. We did make no concessions of pleasure.

Bir sonraki yazıda Bologna maceralarımızı anlatacağım. / In my next article, I will write you about our Bologna trip.

Sevgiler / Lots of Love

Özüm

 

You Might Also Like

No Comments

Leave a Reply