YEMEK

Çiçek Sanatı; Petites Fleurs

Hikayesi:

Güneşli bir Pazar günü… Yelken dersinden çıkmış, Fenerbahçe’den Kalamış’a doğru yürüyorum… Denizden gelmenin verdiği huzurla resmen yürümüyor uçuyorum… Beni tanıyanlar bilir yeşile, çiçeğe, böceğe meraklı olduğumu… Şu sıralar da evin beni en mutlu eden köşesi olan balkonumu daha nasıl güzelleştirebilirim diye beyin fırtınası yürütmekteyim…
Kalamış marinaya yaklaşırken, etraftaki evleri ve daha çok balkonlarını incelemeye başladım… Ne kadar şanslı şurada oturan insanlar diye içimden geçirirken, sarmaşıkların içerisinde minik bir tabela gözüme çarptı, üzerinde “Petites Fleurs” yazıyordu… Önce bir duraksadım, sonra içimden bir ses hadi git bakalım bir ne varmış dedi… Sarmaşıkların arasından minik bir kış bahçesine girdim. İçerisi birinin kendisine yaratmış olduğu yeryüzündeki cennet bahçesi diye düşündüm… Öyle güzeldi ki… Çiçeklerin üzerinde duran fiyat etiketlerini görünce buranın butik bir çiçekçi olduğuna emin oldum… Beni gören kızıl saçlı hanım içeriden el salladı ve hemen yanıma geldi…
Hani bazen olur ya, o ilk merhabayla bir şey alırsınız karşınızdakinden, sonra oturup ona tüm hikayenizi anlatmak istersiniz sanki kırk yıldır tanıyormuşçasına… Bu muhteşem dükkanın sahibesi Buket Hanım da işte aynı böyle biri… Yanıma gelir gelmez “Ben kendime çay koymuştum size de getireyim birlikte içer miyiz?” diye sordu… Ben de tüm samimiyetimle “Tabi ki!” dedim… Oturduğum yerden etrafımı hayranlıkla izlemeye daldım… Buket Hanım, çaylarla beraber geldi ve sanki sık sık uğradığım bir komşuma gitmişçesine beni ağırlamaya başladı…
Kimyası tutan iki farklı kadındık biz Buket Hanım’la… Önce çiçeklerden sonra hayattan konuştuk… Anladık biz birbirimizi… Sohbet öyle güzeldi ki… İkinci çaylarımızı içerken Buket Hanım bir poşet çikolata getirdi ve her fikir beyanı sonrasında, “Bak şimdi şu beyazlardan ye, şimdi dur bak şu fıstıklıdan ye…” diyerek beni şaşırtmaya devam ediyordu…

 

Buket Hanım işini hem çok seviyor hem de çok iyi biliyor. Geniş bir vizyonu ve iyi zevki olan bir kadın. Yukarıda gördüğünüz çiçeği bana koklattırdığında inanamadım… Verdiğim ilk tepki “Bu bir parfüm!” şeklinde oldu… 🙂 Ben hayatımda böyle bir çiçek kokusu duymadım… Gardenya çiçeği… Olur da bir gün denk gelirseniz mutlaka koklamayı deneyin… Bayılacağınıza eminim!

Buket Hanım’a yakın bir tarihte benim için önemli birinin doğum günü olduğunu ve masanın üzerinde duran bu mor orkideye resmen aşık olduğumu söyleyince, hemen harekete geçti… Önce ona uygun bir saksı bulmaya çalıştık… Buket Hanım, “Her şeyi saksı yapabilirsin! Dondurma kaselerini bile…” diyerek masanın üzerinde duran kaseleri gösterdi bana… İnsanları tanıştırmak ve kaynaştırmak için, saksı takası yaptırıyormuş meğer 🙂 Kullanılmayan dondurma kaseleri de bu saksılara bir örnek… Bunun yanı sıra sık sık yurtdışına çıkan Buket Hanım, gittiği yerlerden özenle saksılar seçip getiriyormuş… Daha yeni getirmiş olduğu sepet saksılardan birini seçtik beraber… Sonra da inanılmaz değişik süslemelerle sepeti süsledik… Ortaya tam anlamıyla el emeği göz nuru bir çalışma çıktı 🙂 Şimdi heyecanla bu çiçeği sahibine teslim etmek için bekliyorum 🙂
Buket Hanım’ın gizli bahçesine nasıl ulaşırım diyorsanız, mutlaka yerinde gidip görmeniz gerekiyor. Butik çiçekçilik anlayışıyla çalıştığı için kendisi, kesinlikle internetten sipariş almıyor. Kendiniz bizzat gitmeli, bir çayını içmeli ve çiçeğinizi kendiniz dokunarak, koklayarak seçmelisiniz! Üstelik fiyatlar oldukça makul…
Petites Fleur, keyifli geçen Pazar günümü inanılmaz bir noktaya taşıdı… Buket Hanım’a buradan tekrar teşekkürlerimi ve sevgilerimi sunuyorum…

Herkese bol güneşli ve çiçekli günler!

Özüm

Petites Fleur

http://www.petitesfleurs.com.tr/ 

Münir Nurettin Selçuk Cad. No:24 Kalamış / Kadıköy

You Might Also Like

No Comments

Leave a Reply