SEYAHAT

HAFTA SONU KAÇAMAĞI – A WEEKEND AWAY; BOLOGNA

Uzun zamandır aklımda vardı Bologna… İtalya’nın şişman çocuğunda bir hafta sonu geçirip, midemizi şenlendirip dönmekti planım. Ama durum sadece bununla kalmadı 🙂

Pegasus Havayolları’nın geçtiğimiz son baharda yaptığı kampanya ile çok uygun bir fiyata Bologna’ya biletimizi aldık. O günden beri de heyecanla plan program yaptığım doğrudur. Planımız tüm bu seyahat boyunca FloransaBolognaModena ve Verona‘yı ziyaret etmekti. Aslında tek bir seyahatte İtalya’nın üç farklı bölgesinin önemli şehirlerini görmeyi hedeflemiştik. Sırasıyla; Toscana, Emilia-Romagna ve Veneto ! Her birinin kendine özgü mutfağı ve şarabı olduğunu düşünürsek heyecanlanmamak elde değildi. İtalya’nın bu kafasını seviyorum. Her bir bölgesinde seni mutlu edecek ve sıkılmayacağın bir seyahat yapabilirsin. O zaman ne diyoruz, İtalya gezmekle bitmez!

English: I was thinking about Bologna for a long while … My plan was to be a guest of the fat boy of Italy in a weekend and to have a feast, yet other unexpected things were waiting for us. 🙂 We had bought our tickets from Pegasus Airlines. Tickets were very cheap thanks to spring discount of the company. It is true that I am excitedly making plans as of that day. Visiting Florence-Bologna-Modena and Verona during the whole trip was the plan. Actually, we purposed to see three different parts of Italy with one trip: Toscana, Emilia-Romagna and Veneto! Each of them has its own kitchen, wine and this was so exiting. I love this characteristic of Italy. You can travel to any part of the country. It will just be fun and you won’t get bored for sure! So let’s say it then: Impossible to finish Italy by travelling.

İstanbul’dan Bologna’ya 2 saat 20 dk gibi bir sürede varıyorsunuz. Bologna Havalimanı’nda “güvenlik nedeniyle” yaklaşık 1,5 saat kadar bavullarımızı bekledikten sonra, çıkışta bizi karşılayan ve yan yana duran araba kiralama noktalarına doğru yol aldık. Biz Rentalcars aracılığıyla Sixt’ten Fiat 500 ve benzeri kategorisindeki bir aracı, 5 günlüğüne toplam 340 TL vererek kiralamıştık. Sorunsuz şekilde işlemlerimizi tamamladık. Aracı teslim alam kısmı ise azıcık enteresan, arabayı gidip size kendileri teslim etmiyorlar, havalimanındaki P3 denen otopark tüm araç kiralama şirketlerinin araçlarına ait. Havalimanından çıkışta sola dönüp P3 tabelasını takip ediyorsunuz. Sonra sizin araç kiralama şirketiniz hangisiyse onun alanına gidip aracınızı bulup, binip gidiyorsunuz.

Şimdi diyeceksiniz ki Bologna küçücük yer ve şehir merkezine araç girmiyor, park yeri bulmak kabus, ne diye araç kiraladınız? Çünkü bizim planımız söylediğim gibi Bologna ve etrafını özgürce dolaşmaktı, o nedenle bavullarla trende indi bindi yapıp vakit kaybetmek istemedik, bir yandan da tren biletleri hiç de ucuz değil, yani maddi olarak da daha mantıklı oluyordu. O nedenle araç kiraladık. Burada tabi kalacağınız otelin mutlaka bir park yerinin olması ve bunun için de sizin önden rezervasyon yaptırmış olmanız önemli bir detay!

English:We arrive to Bologna within 2 hours and 20 min. After waiting around 1, 5 hours in Bologna Airport because of ‘’security check’’ and taking our bags, we moved to exit in order to rent a car. We rented a Fiat 500 (or in same category) for 5 days with a payment in the amount of 340,00 TL via Rentalcars. We completed our process without any problem. Well, Handing over of the car is a little bit strange. They are giving you the car without accompanying. You need to follow P3 signs showing the cars of these rental companies in airport. Then you find your car after identifying the name of your company. Here we go!

You may probably think why you should rent a car? Bologna is a small town and it is impossible to find a park place and it is forbidden to enter city center with car. Because, we wanted to see around Bologna freely and didn’t want to lose time with using trains and carrying the bags. Moreover, trains in Italy are not cheap. So it didn’t make any sense for us. But it is really important that there must be a park place of the hotel where you are going to stay. It is required to be made a booking before.

İlk günü Floransa’da geçirdikten sonra, Cuma akşamı Bologna’da 3 gece boyunca misafir olacağımız otelimiz Casa Bertagni‘ye vardık. Çok şanslıydık ki, hem Bologna’nın kalbinde hem de kendine ait özel park alanı olan böylesine güzel bir otel bulabilmiştik.

English: After spending our first day in Florence, we arrived to the hotel, Casa Bertagni where we are going to stay for 3 nights. We were very lucky; the hotel we found is located in the heart of Bologna and has its own park place.

Casa Bertagni, köklü bir Bolonyalı ailenin, kendileri için tasarladığı bir evken, günümüzde Bertagni ailesinin başarılı bir mimar olan oğulları Guido Carlo’nun yeniden tasarlamasıyla bir butik otel haline dönüşmüş. Guido, tüm sanat tutkusunu bu otelde toplamış. Otel bir yandan da sanat galerisi diyebiliriz.

English: Casa Bertagni was a house designed by a well-known family of Bologna, and then the son of the family Guido Carlo renewed the hostel with a boutique design. It is clear that Guido could gather his all art passion on this hotel. A hotel and an art gallery…

Odaların her biri birbirinden farklı tasarlanmış. Bizim kaldığımız La Forza yani “Güç” ismindeki oda biraz daha ihtişamlı ama aynı zamanda bir o kadar da basitti.

English: Each room was designed different. Our room named ‘’La Forza’’ (Power) was designed more magnificent, yet simple at the same time. 

Otelin kendine ait tatlı bir bahçesi var. Güzel havalarda dışarıda oturup keyif yapmak için harika bir alternatif.

English:The hostel has its own sweet garden. What a great alternative to sit in the garden especially in beautiful weathers. 

Mutfak alanında ise her sabah Guido’nun yapmış olduğu bir tatlı ya da tuzlu tart/kek tarzı bir ikram bulacaksınız sofrada. Mutfak alanı ile bahçeyi birbirine bağlayan minik alanı ise havuz seramikleriyle döşeyip bir su altı havası vermişler. O kadar çok detay vardı ki, keşfetmeyi bitiremedik 🙂

English: You will find different kinds of cakes prepared by Guido on breakfast table. The small area combining the kitchen and garden together was floored by pool ceramics and this created an underwater atmosphere. There were more details, but we just couldn’t finish it. 🙂

Dileyen misafirler için Guido özel akşam yemeği gibi organizasyonlar yapabiliyor. Mum ışığında romantik bir akşam yemeği yemek isterseniz aklınızda bulunsun. Sabah yediğim tartlardan Guido’nun elinin pek lezzetli olduğunu söyleyebilirim.

English: If you want, you can book a table for Guido’s dinner. It would be wonderful if you want to have a dinner with romantic candle lights. Well, Guido’s hands are really talented and food prepared by him is delicious. Tarts I ate in the morning was just great. 

Otel konum olarak da harikaydı. University Quarter olarak da bilinen bölgede, 900 yıllık geçmişi olan ve dünyanın ilk üniversitesi olarak kabul edilen Bologna Üniversitesi kampüsünün dibindeydi. Zaten Bologna merkezinde araca hiç ihtiyaç duymadan, yürüyerek her yere gidebilirsiniz. O nedenle aracınızı otelin parkına bırakın ve keyfinize bakın. Otelden çıkıp kampüsün önünden doğrudan ilerlediğinizde karşınıza Bologna’nın simgesi eğik iki kulenin bulunduğu Piazza di porta Ravegnana çıkıyor. Buradan Bologna’nın ana caddesi olan Via Rizzoli‘ye bağlanıyorsunuz. Her şey yürüme mesafesinde 🙂

English: The location of the hotel is wonderful. It is located in the area known as University Quarter. The University of Bologna has 900 year-old-history and is accepted as the first university of the world. The campus was here, too. You don’t need cars in order to reach places in city center. Everywhere is reachable by walking. So, leave your car in park place and be free. After going out the hotel and passing through the campus, you will reach Piazza di porta Ravegnana where two inclined towers of Bologna lie. You can reach to Via Rizzoli, the main road of Bologna from here. Everywhere is reachable by walking as I said. 🙂

Ertesi sabah erkenden kalkıp Bologna’yı 1 günde keşfetmeye çalıştık. İlk durağımız Venedik Penceresi olarak da bilinen “Finestrella di Via Piella” idi. Bir duvarın ortasından açılan bir pencere var ve buradan baktığınızda adeta Venedik’te bir kanal manzarasına bakıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Via Piella 18 numarada bu pencereyi bulabilirsiniz 🙂 Buradan devam edip teker teker sarı ve turuncu boyalı evlerin,sokakların arasından geçip kaybolmaya devam ettik.

English: Next morning, we woke up early to discover Bologna in one day. Our first stop was Venice Window (in origin: Finestrella di Via Piella). There is a window on the wall and if you look through the window, a cannel view of Venice is waiting for you. You feel like you are in Venice. You can find it in Via Piella number 18. J We continued our trip and lost among yellow and orange-painted houses and streets.

Bir süre sonra, mutlaka uğramanızı tavsiye edeceğim bir yer olan Cafe Terzi‘de bulduk kendimizi. O kadar farklı, o kadar değişik çeşitte kahveleri var ki, ne içeceğimizi şaşırdık.

English: Then, we found ourselves in Café Terzi that I certainly recommend you. There were so many different cafes that we couldn’t decide what we should drink.

Sunumları da oldukça güzel. Bir espresso için 15 dakika bekleyip, 15 saniyede içip çıkıyorsunuz orası ayrı 🙂 Ama çok güzeldi. Bir deneyimdi her şeyden önce. Bence mutlaka gidin!

English: Service is great too. You are waiting 15 min. for and espresso and after drinking it within 15 sec., you are done J but it was so beautiful. What a great experience. You have to go!

Bu arada hava o kadar güzeldi ki… Güneşli ve tam bir bahar havası… Çok şanslıydık! Her yerde çiçekler açmış, insanlar cıvıl cıvıl sokaklarda. Bir de güneş bu turuncu duvarlara vurunca renk bir harika oluyor.

English: The weather is beautiful here. Sun shines, spring time … We were very lucky. Flowers were just everywhere, people are on the streets and sun light is touching the orange walls and here we have a fascinating color.

Öğlen vakti sokak turumuzu,  Piazza Maggiore‘ye yani ana meydanda sonlandırdık. Meydanda insanlar kaldırımlara oturmuş, sohbet ediyor, yemek yiyor, sokak müzisyenleri adeta bir festival varmışcasına dört bir yandan müzik yapıyor… Çok keyifliydi…

English: We finished our tour in Main Square, Piazza Maggiore afternoon. People were sitting on paving stones, making conversations, eating something; street musicians are playing like carnival times … Wonderful …

Bu meydanın etrafı Basilica di San Petro, Palazzo del Podestà ve belediye binası ile çevrili. Basilica di San Petro’nun hemen yanındaki minik meydanda ise Neptün Çeşmesi olarak da bilinen Fontana di Nettune ‘ü görebilirsiniz. Biz gittiğimizde Neptün Çeşmesi restorasyon çalışması nedeniyle tamamen kapatılmıştı, o nedenle onu göremedik ve bu restorasyon çalışması Eylül 2017’de tamamlanmayı bekliyormuş, gideceklere duyurulur! Neptün Çeşmesi’nin hemen karşısında ise halk kütüphanesi Biblioteca Salaborsa yer alıyor. Kütüphanenin alt katındaki arkeolojik kalıntıları ücretsiz olarak gidip görebilirsiniz.

English: This square is surrounded by Basilica di San Petro, Palazzo del Podesta and Municipality building. You can see Neptune fountain also known as Fortana di Nettune in a small square which is located nearby. When we were there, the fountain was closed because of restoration; hence we could not see it. This restoration is planned to be finished in September 2017. So get ready for that. Biblioteca Salaborsa is located behind Neptune Fountain. You can see archeological ruins in the library without paying.

Piazza Maggiore’nin doğusuna açılan sokaklar meyve-sebze ve şarküteri alışverişi için enfes lezzetler sunan dükkanlarla dolu olan Quadrilatero bölgesi. Özellikle bu sokaklarda akşam gezerseniz adeta  Asmalı Mescit’in eski zamanları gibi bir hava alacaksınız. Sokaklar tıklım tıklım insan, herkes elinde içkisi sohbet halinde. Bir yanda da balıkçılar, şarküteriler, çiçekçiler. Biraz Çiçek Pasajı, biraz Asmalı Mescit kafası.

English: Quadrilatelo area … Full of shops selling fruits, vegetables and delicatessen … This place is looking to east streets of Pizza Maggiore. If you choose to have dinner here in the evening, you feel as you are having dinner in old times of Asmalı Mescit. Streets are full of people; everybody is speaking something each other while they are drinking something. On the other hand, fishers, flowers … It’s like a little bit Cite de Pera and Asmali Mescit in Istanbul.

Biz bu sokakta gündüz Osteria del Podesta isminde bir mekanda öğlen yemeği yedik ve gerçekten hayatımızda yediğimiz en güzel lazanyayı ve bolonez soslu makarnayı burada yedik. İnanılmazdı, hiç bitmesin istedik 🙂

English: We had our dinner in a place named Osteria del Podestra and it was the best lasagna and pasta with bolognez sose we have ever had. We were in a dream and we wished it had never finished. 🙂

Bologna’dayken şanslı olduğumuz konulardan biri de her ayın 2. Cumartesi-Pazar’ında kurulan Antika Pazarı’na denk gelmemizdi. Yemekten sonra hemen antika pazarına gidip biraz kaybolduk. 🙂 Olur da siz de denk gelirseniz Mercato Antiquario Citta Di Bologna isimli bu pazarı Basilica di Santo Stefano önünde bulabilirsiniz.

English: As I said, we were lucky, because we could catch Antique Bazaar only available on 2. Saturday and Sunday of the month … We throw ourselves to the bazaar immediately after finishing lunch and lost in it. 🙂 If you also catch by chance, you can find this bazaar named Mercato Antiquario Citta Di Bologna in front of Basilica di Santo Stefano.

Akşam üzeri olmaya başladığında otelimize dönüp aracımızı aldık ve gün batımında San Luca Kilisesi‘ne çıktık. Normalde bu kilisenin özelliği, şehir merkezinden başlayan ve içine kadar sizi taşıyan tam 666 adet kemerli yoldan yaya olarak çıkabilmeniz.Bu özelliği ile dünyanın en uzun portico’su yani sütunlu girişi olarak kabul ediliyor. Yukarı tırmanmak değil de belki aşağı doğru inmek daha mantıklı olabilir 🙂 Epey bir bayır tırmanıldığını ve oldukça uzun bir yol olduğunu söylemem gerek. Ama yine de çıkmak isteyenler olursa başlangıç noktasını Porta Saragozza‘dan bulabilirler. Kilise de şehrin rengiyle bir bütünlük içerisindeydi. Gün batımı saatinde güneşin rengi ile bütünleşip harika bir görüntü sergiledi. Ancak oradan baktığınızda şehre dair harika bir manzara falan görmüyorsunuz onu söyleyeyim. Ama kendi başına kiliseyi görmek güzel.

English: When it became evening, we came back to hotel and took our car in order to drive San Luca Church in sunset. Normally, this church is special because you can go up as using 666-archway by walking. It is accepted as the longest portico (columned entrance) of the world. Going down makes sense rather than climbing up. 🙂 It is long and you need to give energy to complete the climbing. But if somebody is still willing to do this, Porta Saragozza is the start point. The church has the same color of the city. Sunset created an amazing view after the lights meet up with color of the church. There is no wonderful view for the city itself if you look with this opinion. Only church!

Şehre geri indiğimizde aperitivo saati başlamıştı. Ben de instagramdan keşfettiğim iki kokteyl barı denemek üzere listeme almıştım. İlk durağımız Wood Gastro Bar‘dı. Burada birer güzel kokteyl içtik, ortalama kokteyl fiyatı 8-9 Euro civarında. Keyifli bir mekandı. Ardından hemen yakınındaki Nu Lounge Bar‘a gittik. Burası epey ilginç bir yer. Onlarca çeşit kokteyl var ve sunumları çok değişik. Ağırlıklı olarak tropikal meyveler kullanıyorlar. Mesela çok acayiptir ki Pina Colada’sı ile çok iddialı. Ben de hemen denedim tabi 🙂 Yalnız burası diğer mekanlara göre biraz daha pahalı. Örneğin Pina Colada 15 Euro idi. Ancak gerçekten Maldivler’de içtiğimiz Pina Colada kadar güzeldi. Adamlar hak ediyor! Mutlaka gidin deneyin! Diğer bir bar önerisi de sizden gelmişti, La Stanze vardı sırada, ancak yemekten sonra gideriz deyip gidemeden dönmüş olduk. Burası eski bir kiliseden bara çevrilmiş bir mekan. Fotoğrafları gerçekten enteresan gözüküyordu. Ancak bu sefer biz gidemedik belki siz gidersiniz diye yazmak istedim.

English: And aperativo time came after we had reached the city. I had already determined two cocktail bars via instagram and added to my list. Our first stop was Wood Gastro Bar. We drunk a delicious cocktail here. We paid 8-9 Euros.The place was great. Then, we went to Nu Lounge Bar. This place is quite interesting. There are numbers of cocktails and their ways of servicing are different. Tropical fruits are being used at most. Pina Colada is so arty. J But this place is a little bit expensive compare to other places. For example, Pina Colada was 15 Euros, yet delicious like the ones serving in Maldives. You should go and try! Other bar suggestion has come from you. La Stanze … But we said we should go after dinner and we could not find time to realize it. This is a place converted to a bar from a church. Photos are really interesting. We couldn’t go for this time; I just wanted to wrote it in the case that you would like to go.

 

Akşam yemeğine Guido’nun tavsiyesi üzerine 1 ay önce açılmış olan Camera con Vista‘ya (Manzaralı Bir Oda anlamına geliyor) rezervasyon yaptırmıştık. Bu arada yemek konusunda bu kadar meşhur bir şehirde rezervasyon yaptırmadan akşam yemeği yiyebileceğinizi pek düşünmeyin. Mutlaka rezervasyonunuz olsun. Camera Con Vista’nın her şeyden önce atmosferi çok güzeldi. Dekorasyona bayıldım. Yemekler ise, klasik İtalyan yemeklerinin modernize edilmiş haliydi diyebiliriz. Daha sofistike, daha şık. Örneğin romantik bir yemek için harika bir tercih olurdu. Bunun haricinde bize tavsiye edilen diğer mekanların başında ise Da Fabio geliyordu. Yer olmadığı için biz gidemedik. Belki siz gidebilirsiniz 🙂

English: We had booked in Camera con Vista opened one month ago for dinner (means a room with view) thank to the suggestion of Guido. It is impossible to find a place in a restaurant of such a famous city without making reservation by the way. You have to make a reservation. The atmosphere of Camera Con Vista was amazing. I loved the decoration. And foods … Classical Italian foods were modernized here. More sophisticated and elegance … It would be great for a romantic dinner, wouldn’t it? Another place recommended to us was Da Fabio. We could not go because we couldn’t find. Maybe you can. 🙂

Motor sevdalılarına güzel bir öneri, Ducati’nin özel restoranı Scrambler Ducati Food Factory, hem dekorasyonu hem de şahane Birra Moretti çeşitleriyle çok keyifli bir mekandı. Birra Moretti, benim en sevdiğim bira markalarından biri. İtalya’ya her gidişimizde mutlaka yeni çeşitlerini deniyorum. Mutlaka deneyin siz de çok başarılı!

Yemek sonrası için Bologna’da en güzel yapılacak şeylerden biri de bence canlı caz performansı dinleyebileceğiniz Cantina Bentivoglio Jazz Club ‘ın programına bakmak ve rezervasyon yaptırmak.

English: A wonderful suggestion for motorbike lovers … Special restaurant of Ducati, Scrambler Ducati Food Factory … It was another amazing place both as decoration and delicious Birra Moretti sorts. You must try for sure!

After having dinner, better go to Cantina Bentivoglio Jazz Club where you can listen live jazz performance. All you need to check the program and make your reservation.

Ertesi gün sabah erkenden Modena ve Verona’ya doğru yola çıkmak üzere hazırlandık. Pazar günü olmasına rağmen Modena da Verona da gayet hareketli ve her yer açık. O nedenle Pazar’ımızı buraya ayırdık. Bir sonraki yazımda size bu günübirlik kaçamağımızı anlatacağım ama öncesinde küçük bilgi ve notlar verip size veda edeceğim.

  • Emilia Romagna bölgesine özel Lambrusco (kırmızı) ve Pignoletto (köpüklü beyaz şarap) içmeyi, hatta marketten alıp evinize getirmeyi unutmayın. Özellikle Pignoletto’yu biz çok sevdik.
  • 500 yıllık şarap evi olan Osteria Del Sole‘e kendi yemeğinizi götürüp piknik havasında şarabınızı içebilirsiniz.
  • Meşhur tatlıcı Gamberini‘de bir tatlı, meşhur fırın Pappare‘de bir kuruvasan yiyebilirsiniz.
  • Çok sevdiğimiz Fransız markası Maisons du Monde‘un burada bir şubesi var ve oldukça büyük! İnanılmaz güzel ev aksesuarları var! Yakında fotoğraflarını instagramdan görürsünüz, kocaman bir palmiye şeklinde duvar süsü getirdik 🙂 Üşenmedik taşıdık! Mutlaka uğrayın!

English: Another day, we woke up too early to go to Modena and Verona. We needed to be prepared. Although it was Sunday, Modena and Verona were lively and places were open. We decided to spend our Sunday here. I am going to write about our one-day-dodge, but I want to give you some small information and notes before saying you goodbye.

  • Do not forget to drink special Lambrusco (red wine) and Pignoletto (foamy white wine) and buy one to bring it to home. We especially liked Pignoletto.
  • You can drink your wine in Osteria Del Sole which is a 500-year-old wine house while making picnic.
  • A dessert in famous confectioner Gamberini, a croissant in well-known Pappare
  • There is a branch of loving Maisons du Monde and it is big. It has unbelievable accessories. You can see the photos on instagram soon. We brought a wall decoration. A big palm tree decoration … 🙂 We did it. You should visit. 

  • Bologna’nın üniversite şehri olmasından mıdır bilmem ama inanılmaz bir mural cenneti olduğunu söylemem lazım. Harika detaylar tüm sokaklarda bizimleydi. Ama en en en sevdiklerimizi Via Stalingrado‘da gördük. Durup her birini fotoğraflamamak elde değildi.
  • Piazza Maggiore’ye çok yakın olan ve bayılarak fotoğrafladığım, aynı zamanda bu yazının kapak fotoğrafı olan muralı ise Piazza De’ Celestine‘de kafanızı yukarı kaldırarak bulabilirsiniz.

English: 

  • This city is a mural paradise. I don’t know if this is because Bologna is a university city. There were amazing details on streets. The best one was in Via Stalingrado. It was impossible to take photos for all.
  • You can find the mural in Piazza De’ Celestine after looking up. This is the title photo of this letter. I took it near Piazza Maggiore.

  • Olur da 12 Mart’ta siz de bizim gibi Bologna’da olursanız, Bologna’nın asi yüzünü bizim gibi görme şansınız olur. 30 yıl önce 12 Mart’ta Bologna Üniversitesi önünde  çıkan bir çatışmada öldürülen aşırı solcu militan Francesco Lorusso anısına üniversite gençliğinin düzenleyeceği gösterilere gün boyu tanıklık edebilirsiniz.
  • Bologna’ya 1 saat uzaklıkta yer alan, Rocchetta Mattei‘yi mutlaka araştırın. Bizim planımızda olmasına rağmen çok yorgun olduğumuz için gidemedik ve aklım çok kaldı. Burası hayatınızda görebileceğiniz en acayip yapılardan biri. Fotoğrafa meraklı olanlar için bir cennet! Sadece Cumartesi-Pazar günleri ziyarete açık ve öncesinde mutlaka sitesinden rezervasyon yaptırmak şart! 1 saatlik rehberli gezinin ücreti kişi başı 10 Euro. Giderseniz bana da fotoğraf atın olur mu?

English: 

  • If it happens and if you are in Bologna on 12th March, you have the chance to see rebel face of Bologna like us. You can be the witness to the demonstrations for an extreme left winger Francesco Lorusso killed in a gun battle organized by university students.  
  • Rocchetta Mattei (1 hour from Bologna) must be checked for sure. We had the plan, but we could not go because we were tired. This is one of the weirdest place you may see in your life. A paradise for photographers … Open only in Saturday and Sunday and you need to make a reservation before. 10 Euros for 1-hour tourist guide. Send me photo if you go, please!

Benim için İtalya’nın küçük yaramaz çocuğu Napoli, asi ergeni de Bologna oldu artık. / My small wayward child is Bologna, not Napoli anymore.

Sevgiler / Greetings

Özüm

 

 

You Might Also Like

No Comments

Leave a Reply