GURME GEZİLER

Küçük Martha Alaçatı Ot Festivali’nde !

Hikayesi:



Ben kendimi hep ada kızı olarak gördüm. Sanki dört tarafım denizlerle çevrili olmalıymış gibi. Yalnız kalmayı severim doğrudur ama sanırım adalarla ilgili ayrı bir geçmişi var ruhumun 🙂 Benim gibi hem gezmeyi bu kadar seven hem de hatırı sayılır yer görmüş birine belirli yerleri sevdirmek kolay olmuyor. Bunda yanınızdaki insanın payı çok büyük tabi ki. B. ile hikayemizin en başlarında gitmiştik Alaçatı’ya ve ben o zaman ilk defa tanışmıştım bu yerle. Onun gözüyle gezmiştik ya hani, ondan mı içim ısınmıştı bilinmez. Şimdi ilk defa onsuz gidip deneyimleme şansım oldu Alaçatı’yı, hem de bu sefer kendi gözümden. Hala sevebilecek miydim? Sorunun cevabı kesinlikle evet oldu! Çünkü yine harika bir ekiple harika anılar bıraktım arkamda 🙂




(B. ile gitmiş olduğumuz Alaçatı gezisinden notlar için; B. ile Alaçatı ya tıklayabilirsiniz!)


Dediğim gibi, soğuk kış günlerinde içimiz açılsın diye hayalini kurduğumuz Alaçatı Ot Festivali’ni unutulmayacak anılarla geride bırakarak gerçek yaşama dönmüş bulunuyoruz 🙂 Sevgili Harbiyiyorum‘un vasıtasıyla ve Alaçatı Sedirli Ev‘in davetiyle harika bir hafta sonu geçirdik! Konu organizasyon olunca bu işi benim yapabileceğimi öngören sevgili Harbiyiyorum, topu bana devretti. Alaçatı’da ilk organizasyonum olmasına rağmen, Alaçatı’daki güzel ve samimi işletmeciler bana programı yaratmamda çok yardımcı oldular. Her birine buradan ayrı ayrı teşekkür ederim. Grubumuz da zaten şahaneydi… İnsan eşini ve arkadaşını tatilde tanırmış derler ya, aynen öyle! Buradan da herkese tüm neşesi için teşekkür ediyorum 🙂 Kimler mi vardı ekipte? Neredeyesek, handeledim, TTKeşifte, Yeni Hayatın Tadı, Umursamaz,  Harbiyiyorum ve tabi bizi enerjisiyle ayakta tutan A.  ve S.! Yağmur çamur dinlemedik, programımızı hiç aksatmadık, üzerine de bol bol eğlendik!  Bu yaz yolu Alaçatı’ya düşecekler için güzel notlar topladık… Ne yedik, ne içtik, ne tavsiye ediyoruz buyurun efendim;

Not: Bu şarkı tüm Alaçatı ekibine gelsin 🙂

1) Sedirli Ev:

 
Bize inanıp ve güvenip kıymetli otellerine bize davet eden Sedirli Ev, Alaçatı Ot Festivali maceramızın ana noktasıydı. Kahvaltısından, odalarına, bahçesinden, içerideki şöminesine kadar bir çok detayda samimiyetini yansıtıyor. Sahibesi Zeynep Hanım’ın yapmış olduğu limoncellolar ile karşılandığımız andan itibaren İstanbul’u geride bırakmıştık zaten 🙂
Zeynep Hanım sabah kahvaltısında kuş sütünü eksik etmiyor. Özellikle İzmir’e özgü boyozun dahi sofrada bulunması bizim için çok özeldi.
 


Otelin bahçesindeki havuzun etrafında bulunan detaylar insanın içine huzur dolduruyor.

Bu yaz, rotası Alaçatı’ya düşecek olanlara Sedirli Ev’i hem konaklama hem de dileyenler için dışarıdan rezervasyonla yapacağınız kahvaltı için kesinlikle tavsiye ederim.


2) Eflatun Restaurant:



Hacımemiş Mahallesi’nin bence en iyilerinden biri Eflatun… İlk akşam yemeğimizde yediğimiz bu muhteşem soslu deniz mahsullü spagettinin tadı hala damağımda… Aynı zamanda mezelerinden ise arpa şehriyeyi mutlaka denemelisiniz!


Eflatun’da denediğimiz tatlılar arasında sakızlı muhallebi ve tiramisuyu çok beğendik.
 

3) Cadde 75 Otel:

 
Cadde 75 Otel’le yıllardır bir gönül bağım var.. Hiç gitmek kısmet olmamıştı ama sahibesi Okşan Hanım’la hep iletişim halindeydik. Alaçatı’ya gidip de Cadde 75’e uğramamak olmazdı! Kendisi bize harika bir kahvaltı sofrası hazırladı ve o harika otelini görmemiz için bir bahanemiz olmuş oldu.
 
Okşan Hanım’ın ve eşi Lemi’Bey’in zevkli dokunuşları otelin her bir detayında yer alıyor.
 
 
Hem gözümüzü hem de midemizi şenlendiren bir kahvaltı sofrası hazırladı sevgili Cadde 75 Otel ekibi. Okşan Hanım’ın kendisi de bizzat mutfaktaydı! İzmir bölgesine ait lor peyniri üzerine vişne reçeli ve lor peynirli kurabiyeler muhteşemdi. Bir de tabi yine yeşil biberli kahvaltılık sos da harikaydı.
Reçellerin hepsini Okşan Hanım kendi yapıyor! Tarçınlı, fıstıklı elma reçeline bayıldık!
 
Otlu peynirli omlet…
 
 
 
 
 
Kalbi güzel bir kadın daha! Sevgili Ayşe Hanım bize cici mi cici bir sofra hazırlamıştı. Alaçatı’nın olmazsa olmazlarından biri artık o. Yaz döneminde kapısında kuyruk görürseniz yadırgamayın.
Mutlaka rezervasyonunuzu yaptırın!
 
 
Asma Yaprağı’nda yapılan sunuma bayılıyorum. Zeytinyağlıların hepsi birbirinden enfes. Benim favorim ise bal kabağı ve soğan ile yaptıkları üzerine yoğurt sos dökülen meze.
 
 
Tabi ki yaprak sarmanın da yeri ayrı…
 
 
Finali ise Ayşe Hanım’ın ev baklavası ile yaptık. Eğer varsa mutlaka deneyiniz.
 
5) Kapari Bahçe :
 
Güneşli bir Pazar günü yeni açılan üst teras katında soğuk limonata ile keyif yaptığımız Kapari Bahçe, Alaçatı listenize mutlaka girmesi gereken bir diğer mekan.
 
Mönüden favorilerim arasında pastırmalı humus başta geliyor.
 
Pastırmalı patlıcan da ikinci favorim! Patlıcanın közlü tadı ve kızarmış pastırma inanılmaz bir uyum sağlamış!
 
 
Madem ot festivaline geldik tüm yöresel otları da deneyelim dedik 🙂 Radika otlar arasında en sevdiğim oldu ! Ayrıca domates soslu semizotu ise bana resmen yazı çağrıştırdı…
 

 
Tatlı mönüsünden vanilyalı cheesecake’i çok beğendik! Alaçatı’da bu sene trileçe ilk defa Kapari Bahçe’nin mönüsünde yer alacak, duyduk duymadık demeyin!
 

 

 
Sevgili arkadaşımız Neredeyesek vasıtasıyla davet edildiğimiz Bi İnce Meyhane’de bizim için hazırlanana masa sunumuna bayıldım! Gerçekten çok inceler 🙂
 
 
Öğlen rakısı konseptiyle oturduğumuz masada tabi ki mezeler ağırlıktaydı. Zeytinyağlı çağlalı bakla favorim!
 
Bir çok kişinin de olduğu gibi enginarlı güveç ahtapot benim de en sevdiklerimden oldu. Bu restoranın bir diğer özelliği enginarı mönüde tatlıdan mezeye her şeyde kullanıyor olmaları 🙂
 
Tüm gezi boyunca otların her çeşidini denedik, ama sanırım ben bu halini çok sevdim. Kremalı güveçte sıcak otlar ! Muazzamdı!

 


 


 
 
Alaçatı’nın yeni gözdelerinden Viento Alaçatı Otel’de sevgili Gevrek and Ginger‘ın kurucusu Haluk Özyavuz’un özel davetiyle bir yemeğe katıldık. Böylelikle bu güzel oteli de tanıma fırsatımız olmuş oldu.
 


Sahibesi Figen Hanım’ın zarif zevki otelin her yanına yansımış! Muhteşem bahçesinde keyif yapmak gerçekten paha biçilmez.

 

 

 
O gün bizim için Viento Mutfağı’na Figen Hanım ve Haluk Bey girdiler. Figen Hanım Ege’ye ait yöresel zeytinyağlıları muhteşem şekilde sunarken, Haluk Bey de yapmış olduğu deniz mahsullü lezzetlerle midemizi şenlendirdi.
 
Midye yemek her yiğidin harcı değil 🙂 Harbiyiyorum gördüğüm en iyi midye yiyicilerden olabilir. Haluk Bey’in yapmış olduğu bu özel midyeyi de ilk deneyen ve tam not veren de kendisi oldu 🙂
Figen Hanım’ın leziz mutfağından ve harika sunumlarından en çok beğendiğim baklalı ve peynirli enginar oldu. Hem fikir süper hem de tadı çok çok iyiydi. Enginarı hiç böyle yememiştim 🙂
 
Alaçatı Sokakları’ndan Notlar:
 
 
Karabaş Otu sinir sistemine iyi geliyormuş 🙂 Mor çiçeklerini kaynamış suya attığınızda içeceğiniz bu mor çay hafif bir sakinleme havası verebilir 🙂
 
Çağla sevmeyen var mı?
Bir çok baharatı bir arada bulabileceğiniz gibi bir çok çeşit kuru çiçek de bulabilirsiniz Alaçatı Pazarları’nda…
 
Bu bayanı tanımayan var mı?
 
Meşhur sokak turşucularından rengarenk turşulardan deneyin !
 
İmren pastanesinin bu dondurması çocuklar ve ruhu çocuk kalanlar için çok ilgi çekici gelecektir 🙂
 
Bu sene yeni açılan Alaçatı merkezde bulunana Babushka‘yı ziyaret etmeyi ve o harika yemeklerden denemeyi de sakın ihmal etmeyin !

Son olarak; Sevgili Harbiyiyorum’un bizim için hazırladığı Alaçatı videosu için Küçük Martha ile Alaçatı Ot Festivali linkine tıklayabilirsiniz 🙂



Sevgiler
Küçük Martha

 

 

You Might Also Like

2 Comments

  • Reply
    Özge Çelik
    18 Ocak 2016 at 20:27

    Bu sene de organize eder misin Özüm bilmiyorum ama katılmayı ne çok isterim! Alaçatı’nın lezzetlerine geçen sene gözüm kalmıştı resmen ??

    • Reply
      kucukmartha
      19 Ocak 2016 at 10:35

      Bu sene de planlıyoruz evet, umarım gerçekleşir 🙂 bekleriz 🙂

    kucukmartha için bir cevap yazın Cancel Reply