WEDDING & EVENTS

Küçük Martha Bozcaada Düğün Festivali; Bölüm 1: Hazırlıklar !



Hikayesi:

 

2011 Temmuz ayı… Bozcaada Polente Feneri’nin orada günbatımını izliyoruz… Fonda Kings of Convenience çalıyor… O zamanlar yeni tanışıyorum tüm bunlarla… Adayla, B. ile ve bu müzikle… Hepsine aynı anda aşık olduğum doğrudur… Güneş battıktan sonra herkes giderken o kolumdan tutup “Dur gitme” dedi, “bekle”… Oturdum yerime, önümüzde sonsuzluk, turuncu ve mora karışmış… Arkamızda Don Kişot’un savaştığı dev Rüzgar Gülleri… Sonra bir anda karanlık çöktü… Kafamı kaldırdığımda gördüklerime inanamamıştım… Yıldızları hiç bu kadar yakın ve parlak gördüğümü hatırlamıyorum… Kekiklerin arasına uzanarak izledik kayan yıldızları… “Dilek tut” dedi… Sadece onunla yeniden orada olabilmeyi dilemiştim… Ve o gün dilediğim o dilek daha da güzelleşerek gerçek oldu…

2015 Yılbaşı sabahıydı… Gözümü açtığımda parmağımda yemyeşil taşlı bir yüzük vardı… Sonra bana baktığını fark ettim… “Her sabah seninle uyanmak istiyorum…” diye fısıldadı… Sarıldım ve ağlamaya başladım…

Dışarıdan göründüğü gibi peri masalı değil elbette hiç bir şey… Çok zor günler geçirdik… Bizim başımıza gelmez dediğimiz şeyler yaşadık… Zaten bu bir sınav, geçebiliyorsan, sonunda yine el ele ayakta durabiliyorsun… Sanırım biz bu sınavdan alnımızın akıyla çıktık Sevgili, teşekkür ederim her şey için!
 ***
Sonra hızlıca hazırlıklar başladı… Sorgusuz sualsiz ikimiz de Bozcaada’da evlenmek istiyorduk… Klasik anlamda bir düğün yapmaktan öte, festival havasında, tüm sevdiklerimize bizim gözümüzden adayı yaşatmak istiyorduk… Eylül’ün adanın en güzel zamanı olduğundan şüphemiz yoktu… Tam üzüm zamanı… O yüzden Eylül ve Bozcaada diyerek işe başladık…
 
İlk etapta bunu Adadaki dostlarımızla paylaştık… Onlar olmadan böyle bir organizasyon yapmamız mümkün değildi… Fikirleri bizim için çok önemliydi… Başta Adam Restoran’ın sahibi Saada Delen, Sandal Restoran’ın sahibi Ahmet Bölük, Patiska Bağ Evi’nin sahibi Oya Terzioğlu, Limani Otel’in sahibi Çiğdem Yalman, Cabalı Meyhane’nin sahibi Ülke Diler ve Çamlıbağ şaraplarının sahibi Haşim Yunatçı olmak üzere tüm ada seferber oldu diyebiliriz…
Şubat ayı sonunda bir hafta sonu tüm fırtına haberlerine rağmen atladık gittik adaya… Öyle fırtına vardı ki o çok sevdiğimiz Beylik Koyu’na kocaman bir soğan tankeri oturmuş kalmıştı… Nüfus 300 idi, biz gidince 302 oldu ve adada bir bayram havası esti 🙂 Dışarıda kıyamet kopuyor rüzgardan, biz Adam Restoran’ın içerisinde bir masada rakı balık yapıp bu işi nasıl çözerizi konuşuyoruz… O kadar soğuk ki pijama üzeri pantolon modundayız… Ama gönlümüz cayır cayır 🙂 “Sizin düğününüzü ben yapacağım çocuklar” dedi Ahmet Abi… “Size en yakışan yer Manastır olur” dedi Saada… Derken biz İstanbul’a dönüp ailelere durumu açıkladık… Anlam veremedikleri olmuştur muhtemelen neden Bozcaada diye, bir kere ulaşım sıkıntı, mahrumiyet yeri, imkanlar zor vs… Ama bize hiç bir şey demediler… Saygı duydular ve desteklediler… Buna rağmen  hiç kriz yaşamadık mı yaşadık tabi 🙂 İşte diyorum ya bizim başımıza gelmez dediğimiz her şeyi yaşadık… Sadece güçlüydük ve sağ çıktık bu savaştan…
Her ay aralıksız gittik adaya… Üzerine bir de Mayıs ayında Küçük Martha ile Bozcaada Gurme Gezisi gerçekleştirdik… Grup yemekteyken biz belediyeye kaçıp nikah başvurusunda bulunduk 🙂 Grup denizdeyken biz düğüne gelecek misafirler için oda bulma telaşı içerisindeydik 🙂 Çok tatlı anlarımız ve çok tatlı arkadaşlarımız oldu yine… Hepsine buradan kucak dolusu sevgiler !
 
Tabi ki benim gibi organizasyon manyağı bir insanın kendi düğününde de işi ele alması çok normaldi… Lokasyonun Bozcada olması ve her şeyi sadece B. ile benim biliyor olmamız da bizi biraz buna sürükledi… O noktada arkadaşlarının ne kadar önemli olduğunu anlıyor insan… Düğün hazırlıkları süresince tam 9 ay bıkmadan usanmadan bize destek olan arkadaşlarımızın hakkını hiç bir zaman ödeyemeyiz… Ne kadar şanslıyız dedik hep kendi kendimize… İnsanlar kendi düğünleri gibi sahiplenip uğraştılar… Tabi düğün hayatındaki insanları doğru konumlandırmak için de iyi bir olay… Gerçekten bir düğün bir cenaze derler ya… Aynen öyle…
 
Bir yandan da ben genel olarak kötü bir gelindim bu süreçte… Organizasyon manyaklığım ve Bozcaada’nın zor şartları beni bazen çileden çıkarttı… B. ise tüm bu krizleri yöneten ve bizi dengeleyen kişi oldu… Sanırım en çok da anneme çektirdim… Bunun için şuan çok üzgünüm ama o zaman da bu ben değilim içimden canavar çıkıyor demiştim… Annecim tekrar her şey için özür dilerim… O ben değildim biliyorsun 🙂
 
Kısacası son girmiş olduğum posttan itibaren bu kız nerede neler yapıyor diyenlere verecek çooook uzun bir cevabım var… O yüzden düğün yazısını hakkını vererek yazmak ve bölümlere ayırmak istedim… Özellikle bizim gibi destinasyon düğünü yapacaklara önerim bir çok şeyi en az 6 ay öncesinden halletmeleri gerektiği! Buyurun bakalım hazırlık aşamasında biz neler yaptık kimlerle çalıştık;
 
* Davetiye:

 


Yerimiz ve mekanımız kesinleştikten sonra, ilk karar verdiğim şeylerden biri davetiye oldu. Çünkü sıradan bir davetiye istemiyordum… Her aşaması özel olmalıydı bu düğünün… Hatıra niteliğinde saklanmalıydı… Instagramdan takip ettiğim Zarf Davetiye‘nin işlerine zaten bayılıyordum… Baştan kararlı olmakta fayda var… Bu konuda ne istediğimi çok net biliyordum… Kızlarla bir kere buluştuk, Bozcaada’yı sevmeleri ve biliyor olmaları da benim için çok önemliydi, çünkü bu, işin büyüsüydü… Yaklaşık 2 aylık bir çalışmanın sonunda Mayıs ayında davetiyelerimiz ve masa numaralarımız elimize ulaştı… İlk örnek davetiyeyi bana yolladıklarında ofiste elime aldığımı ve gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum… O kadar “biz” o kadar “ada” idi ki… Çok içimize sinmişti… Tüm süreçteki destekleri ve güzel çalışmaları için Zarf Davetiye ekibine çok ama çok teşekkürler…
*Gelinlik & Damatlık ve Aksesuarlar:

Fotoğraf : Çiseren Wedding


Hayalimde ada gelini olmak vardı… Doğal, sade, ama yine de çok gelin gibi duran… Aklımda bir şey kalmasın diye gidilecek tüm klasik gelinlikçilere kısa sürede randevu alıp gittim, Pronovias, Vakko, Beymen, Beyaz Butik… Ama zaten aklımda bir yer vardı ve bunları bitirip gönül rahatlığıyla oraya gitmek istiyordum. Belki de ona o kadar odaklanmıştım ki ne istediğimi bildiğim için diğer gittiğim yerler beni etkilemedi…Sevgili Banu Güven, instagramdan da uzun zamandır takip ettiğim bir tasarımcıydı. Gittiğimiz ilk gün zaten budur demiştim! İçime o kadar sinen o kadar istediğim gibi bir gelinlik yaptı ki bana… Keşke şöyle olsaydı dediğim hiç bir şey olmadı… Yaklaşık olarak 6 aylık bir süreçti ve ben her ay gelinliğimi görmeye koşarak gittim… Sevgili Banu’ya bir kez daha buradan da çok teşekkür ederim her şey için…

Fotoğraf: Çiseren Wedding

Duvak konusunda ise Sevgili Narin Demirbaş‘ın iki parça ve kuru çiçeklerden yapılmış tokası olan duvağı gördüğümde budur demiştim. Sanırım ona gelinlikten bile önce karar verdim 🙂 Ama tam hayalimdeki gibiydi… Sevgili Narin benim için tokasına kuru Amarandalar da ekledi… Ada çiçekleri Amarandalar… Tam ada gelini oldum… Canım Narin, çok teşekkür ederim!

Duvağımı çıkardıktan sonra takmak için yine Banu Güven’in kendi gelinliklerine cuk diye oturan şık ama sade taçlardan birini kullandım. Süper oldu!

Ayakkabı konusunda kime sorsan Bağdat Caddesi’nde yer alan Divanni‘yi gösterdiği için ben de oraya gittim. Gelinliğimin içerisindeki saten astarın rengine birebir uyan daha sonra da rahatlıkla giyebileceğim bir ayakkabı yaptırdım. Ayağınıza özel yapıldığı için gerçekten çok rahat oluyor. Tavsiye ederim!

Bir de düğünden bir önceki gün yani Cuma günü yapacağımız ada kınası organizasyonunda giymek için bir gelinlik istedim… Ama o daha çok elbise gibi olmalıydı… Yine tam aradığım modeli instagramda Avustralyalı bir marka olan Grace Loves Lace‘den buldum… Tabi ki Avustralya’dan buraya göndermedikleri için ben de diktirsem mi acaba diye düşünürken, dur şu Ali Express’e bir bakayım dedim ve gerçekten aynısını buldum 🙂 Yaklaşık olarak 2 ayda geldi, ama ölçüsü ve kumaşı çok iyiydi. Böylelikle içime sinen bir gelinliğim daha olmuş oldu 🙂

Fotoğraf: Çiseren Wedding

Gelin çiçeğim ise ilk günden beri ne istediğimi çok iyi bilen Sevgili Dolce Vita Flowers idi… Nişanımızdan beri tüm etkinliklerimizde bizim yanımızdaydı… Tam hayal ettiğim gibi bana kocaman bir buket hazırladı… Ellerinize sağlık tekrardan !

Fotoğraf: Çiseren Wedding

B. nin damatlığı ise benim gelinliğimden daha zorlu bir süreçti. 🙂 Çünkü adaya uygun olması gerekiyordu ve klasik siyah bir smokin çok yakışmasına rağmen 🙂 asla istemiyorduk… Uzun uğraşlar sonucunda aradığımız tonda bir takım elbiseyi Giovanni Gentile‘de bulduk…

Fotoğraf: Çiseren Wedding

Esas önemli olan ise aksesuarlarıydı… Kafamızda en başından beri su yeşili papyon ve mendil vardı… Sevgili Civan Blogging bize harika bir papyon ve mendil yaptı… Su yeşili kumaş üzerine dantel kaplı papyonu ve mendili ile tam hayal ettiğimiz gibi oldu… Yaka çiçeği ise sevgili Vesaire‘den geldi… Tam ada konseptine uygun kurutulmuş çiçeklerden oluşan bir yaka çiçeğiydi…

Emeği geçen herkese yine yeniden çok teşekkür ederiz !

*Fotoğraf & Video:

Fotoğraf: Çiseren Wedding
Verdiğimiz en doğru kararlardan biri de bu konuda oldu… Şubat ayı mıydı neydi ilk konuştuğumuzda ve karar verdiğimizde… Adayı tanıyor, biliyor ve seviyor olmaları bizim için çok önemliydi… Aynı heyecanla çıktık yola… Canım Çiseren ve Murat Koç ikilisi… Çiseren Wedding ile çıktığımız yolculuk bize yeni iki dost kazandırmasının yanında harika anılar da biriktirmemize neden oldu… Rüya gibiydi ve biz uzun süre etkisinde kaldık… Balayına giderken bile birbirimizi özledik 🙂 Düğünde, doğumda ya da tatilde fark etmez, Çiseren ve Murat bundan sonra her zaman mutlaka bizimle olacak !

 

*Müzik:

DJ:

Fotoğraf: Çiseren Wedding


Onu ilk kez 2 sene önce çok yakın bir arkadaşımızın düğününde dinlemiş ve çok eğlenmiştik… Hemen iletişime geçtik… Can Hatipoğlu ile beraber çalışan Turgay Temeroğlu’ndan bahsediyorum… Turgay ile ilk buluştuğumuz dakikada Bozcaada gibi bir lokasyonda profesyonel bir bakış açısının işimizi ne kadar kolaylaştırdığını görmüştük… Çok titiz ve sizi anlıyor… Uzun uzun toplantılar yaptık… Düğünden önce arkadaş olduk 🙂 Düğüne arkadaşımız çalmaya geliyor gibi oldu artık… Çok rahat ve eğlenmeyi de eğlendirmeyi de iyi biliyor… Tecrübeli olduğu her halinde zaten belli… Turgaycığım, artık senin çalmadığın bir parti düşünemiyorum 🙂 Çok doğru bir karardı, iyi ki varsın!

iletişim: turgay@canhatipoglu.com

Canlı Müzik:

Sevgili Serhat Talay (saksafon) ile tanışmamız geçen seneye dayanıyor… Ben kaderimizde varmış diyorum 🙂 Küçük Martha’nın Tekirdağ’da yer alan Barbaros Bağ Evi gezisi için canlı müzik yapacak birileri ararken tesadüf eseri tanıştık Serhat’la… Bize bir hafta sonu unutulmaz anlar yaşatmıştı müziğiyle… Aylar sonra Serhat biz evleniyoruz Bozcaada’ya gelir misin diye sorduğumuzda sorgusuz sualsiz seve seve dedi… Bu sefer ekip arkadaşlarını da aldı yanına ve Serhat Trio olarak geldiler… Yemek zamanı Bestem’in harika sesi ile misafirler mest oldu… İyi ki geldiniz arkadaşlar! Müziğinize sağlık!

iletişim: talay.serhat@gmail.com

 

*Organizasyon:

 

Fotoğraf: Çiseren Wedding
Assolist olarak sona bıraktım bu ekibi… Şuaralar onunla konuşmadığım için büyük boşluğa düştüğüm doğrudur 🙂 Canım Büşra ! Çok zor bir dönemde çıktı karşımıza, Mayıs sonuydu… Düğüne 3 ay kalmış ve biz ilk defa bir araya gelmiştik… İlk söylediği şey, “Benim kendim için bile hayalim Bozcaada’da evlenmek!” (Hala aynı şeyi düşünüyor mu bilmem ama :)) ) Bozcaada’yı iyi bilen ve adayı çok seven biri olması bizi zaten vurmuştu… O kadar heyecanlandı ki bu duruma… Bozuk moralimizi yerine getirdi ve işi sahiplendi… Zor bir gelindim, zor şartlarda düğün yapmaya çalışıyorduk… Büşra her zaman çok pozitifti ve beni sakinleştirdi hep…  Wedding Lab ekibi çok zor bir işi olabilecek en iyi şekilde başardılar… Hepinizin emeğine ve yüreğine sağlık!
iletişim: busra@postlab.tv

 

 

Gün gün ne yaşadık, neler yaptık hepsini bölümler halinde bol fotoğraflı ve videolu olarak paylaşacağım ! O zamana kadar instagramdan #ozumbaranselwedding ve #kucukmarthawedding hashtaglerinden ne var ne yok göz atabilirsiniz 🙂

Sevgiler
Küçük Martha

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

You Might Also Like

No Comments

Leave a Reply