Geçtiğimiz Pazar günü, bu satırları okuduğunuz blogumun kuruluşunun 5. yılı şerefine Grandma’s Wonderland’de keyifli bir parti verdik. Aslında amacımız bu 5 yılda bir şekilde Martha sayesinde hayatımıza dokunan herkese teşekkür etmekti. Kısa sürede organize ettiğimiz ve dört bir yana haber salıp heyecanla beklediğimiz o parti sonunda gerçekleşti!
Baransel’e aşk mektuplarıyla başlamıştı aslında Martha’nın hikayesi. İkimiz de Microsoft’ta çalışırken önce arkadaş sonrasında aşıkdaş olmuştuk. Bir süre sonra da askerlik görevini yerine getirmek üzere Baransel işten ayrılmıştı. Tam aşkının doruk noktasındayken her gün gördüğün ve konuştuğun, yeri gelip dertleştiğin adam bir anda yok oluyor. Tabi ilk zamanlar acemilik dönemi nedeniyle pek telefonla da konuşamıyorsun. Baransel’in gidişinin hemen arkasından geceleri uyku problemi yaşamaya başladım. Bir süre sonra kendimi yatakta oturup televizyonda Martha Stewart’ın programının tekrarını izleyip, verdiği tarifleri not alırken buldum. Bununla da yetinmeyip dolapta olan malzemelerle “olduğu kadar artık” diyerek o tarifleri yapmaya başladım. Gece yarısı mutfak bana rehabilitasyon gibi gelmişti. Ertesi gün yaptıklarımı ofise götürüp arkadaşlarımla paylaşıyordum. Çoğu da arkasından tarifi istiyordu. Sonra kendime dedim ki “Hazır içindeki Küçük Martha’yı çıkartmışken kendine bir blog açmalısın!” Hikaye böyle başladı… İlk zamanlar sadece yemek tarifi yazıp başına hikayeler ekliyordum. O gece mutfağa neden girdiğimi anlatan o yemeğin hikayesini yazıyordum. Daha sonraları çocukluğumdan beri biriktirdiğim seyahat hazinemi de ekledim içerisine. Sonra büyüdü büyüdü büyüdü ve bugünlere kadar geldi… Hiç planımda olmayan bir dünya daha kazandırdı bana. Bir sürü güzel insan, bir sürü arkadaş… E şimdi kutlamasa mıydık yani? 🙂
Fotoğraf: Sezen Enderoğlu
Normal bir kutlama, normal bir organizasyon tabi ki bize yakışmazdı. O yüzden her şeyin başında harika bir lokasyon seçtik! Sevgili arkadaşım Özgün Levent’in geçen yıl açmış olduğu ve daha önceki yazımdan hatırlayacağınız Grandma’s Wonderland partimize ev sahipliği yaptı.
Fotoğraf: Sezen Enderoğlu
Hendricks Gin ise #LazySunday konsepti ile ana sponsorumuz oldu. Kurdukları stant ve yaptıkları kokteyller ile misafirlere unutulmaz bir parti sunmamızı sağladılar. Hendircks Marka Yöneticisi Erhan Çamaş‘a sosnuz teşekkürlerimizi buradan bir kere daha yollamak istiyorum!
Fotoğraf: Sezen Enderoğlu
Fotoğraf: Tuğçe Tarhan
Müzik de ise her zaman yanımızda olan ailemizin DJ’i Turgay Temeroğlu vardı ve dans pistinin her dakika dolu olmasını sağladı.
Fotoğraf: Sezen Enderoğlu
Her zaman gönlümüzde ayrı yeri olan Barbaros Bağ Evi’nin Barbare Şarapları blush ve exotic Cabarnet Sauvignon ile en sevdiğimiz bira markası olan Tuborg ise, harika malt biraları ile bizimleydi.
Fotoğraf: Tuğçe Tarhan
Beyaz Fırın, Martha’ya harika bir doğum günü pastası yapmıştı! Koskocaman çilekli milföylerden oluşan bir naked pasta ! Kafamızı içine gömesimiz geldi 🙂 Bir taraftan da harika minik pastalarıyla da davetimizin harika bir parçası oldular.
Davetimize hem icabet edip hem de harika peynir tabaklarıyla Ariste Peynir ailesi bizimleydi. Küçük Armutlu’da evimize yürüme mesafesinde açtıkları yeni dükkanlarıyla artık evimizin şarküterisi oldular diyebilirim!
Tüm süsleme ve servis/sunum malzemelerimiz ise yine her zaman yanımızda olan Kullan At Market‘ten geldi. Hem görüntü çok güzeldi hem de işletmenin hiç bir servis malzemesini kirletmeden daveti bitirebildik.
Son olarak, Şef Burçak Esen de catering kısmında çıkardığı harika makarna ve pizzalarla bizimle oldu. Burçak’ın yeni mekanı açıldığında mutlaka sizi haberdar edeceğim!
En sevdiğim markalardan biri olan San Pellegrino harika sodalarıyla misafirlerin, o kadar güzel yemek ve tatlı ikramından sonra kendilerini iyi hissetmeleri için biçilmiş kaftan oldu!
Tabi ki en sevdiklerimiz yine her zamanki gibi, nerede olursak olalım, hava nasıl olursa olsun yalnız bırakmadı! Şimdi sizi partiden en güzel karelerle baş başa bırakıyorum 🙂 Tüm gelen dostlara çok kocaman sevgiler! Bir daha yapar mıyız? 🙂
Fotoğraflar: Sezen Enderoğlu
No Comments