BARSELONA GEZİ NOTLARI

Ruhunu Yenileyen Şehir; Barselona Barselona !

Hikayesi:

Yıllar önce tanıştığım bir kız vardı. Aynı ofiste çalışıyorduk. Beraber oturduk hayatı sorguladık. “Ne yapıyoruz abi biz burada?” dedik. Bir yandan da keyfimiz yerindeydi aslında… O aynı frekans olayı vardır ya hani, işte biz onu yakalamıştık. “Cool” olmanın kitabı yazılsa, karşılığı E. olabilirdi zannımca… Bir de çakaldır kendisi. Adamları iyi tanır. “Bak bu B. bence senden hoşlanıyor” lafını duyduğum kişidir. Bizi bizden önce keşfetmiş kişilerden biridir 🙂 Şimdi bir çok insanın hayali olan Barselona’da yaşıyor. Hatırlarsınız bir sevinçle uğurlamıştık kendisini (Bknz: Barselona Yolcusu Kalmasın Pastası). Üzerinden çok sular geçti bu hikayenin o ayrı. Ama şimdi daha da olgun, daha da hayata bağlı bambaşka bir E. vardı karşımda…

 
Evet, B. ile Barselona’da E.nin yanında buluştuk! Aynı Venedik seyahatimiz gibi “Üç Silahşörler” olarak iş başındaydık… Öyle bunalmıştık ki biz de ülkenin gündeminden ve belirsizliğinden. Attık kendimizi resmen gümrükten içeri… Duty Free’ye geçtiğim anda sanki başka bir yere gitmişim gibi izolasyon kapladım kendime. Bir yere kadar duyabiliyorum, görebiliyorum, acı çekebiliyorum ve üzülebiliyorum çünkü tüm olanlara. Biz de gidip ruhumuza bir format atalım o vakit dedik. Ne iyi geldi… Hava Mart ayında 25 derece, mis gibi… Hani gölgede bile üşümediğin cinsten. İnsanlar sokaklarda, eğlence tam gaz devam. İşsizlikmiş, ekonomik krizmiş peeeh… Siestamdan ödün vermem arkadaş!Herşeyden öte, hep söylemişimdir, bir şehirde evinden çıkıp, yürüyerek denize girmeye gidebiliyorsan, o şehirde yaşam standardı bence yüksektir. Burası da böyle bir şehir işte. Cebimde param yok ama evimde yaptığım şu sandiviçi gidip sahilde takılıp yiyebilirim diyebileceğin cinsten.
Yaklaşık 10 yıl önce bir süre yaşamak için de gelmiştim ben bu şehre. Ne kadar özlediğimi de farkettim. Bir de B. ile bu şehirde olmak ayrı güzeldi. Ruhumuz uyuyordu çünkü. Başka gözle bakıyorduk şehre. O da gelmişti daha önce. İkimiz de şunu farkettik, yıllar geçtikçe, sen büyüdükçe, kalbin olgunlaştıkça, e zevklerin de şekilleniyor başkalaşıyorsun. B. ilk geldiğinde bu kadar etkilenmediğini ama bu sefer çok daha başka gözle baktığını ve bu şehri çok sevdiğini söyledi. Kendime mal etmek istemedim durumu tabi ama 🙂 oluyor böyle şeyler hayatta 🙂 Sonuçta resmen ruhumuza format atıp döndük. Aklımız Barselona’da kaldı. Ama biliyoruz ki orada bizi her zaman bekleyen bir dostumuz var 🙂 
Not: Barselona E.’ye çok yakışmış!
Kısacık Barselona Seyahati Keşifleri:
*En güzel mahalle El Born;
Kafamı kaldırıp dar sokaklara bakan minik balkonları mı seyretsem, önüme çıkan minik dükkanlara mı dalsam, yoksa her bir duvardaki ayrı graffiti sanat eserlerini mi fotoğraflasam bilemedim… Bir leyla olduğumuz doğrudur. Üstelik benim 3., B.nin 2. gelişiydi. Çok mu özlemişim yoksa gittikçe güzelleşmiş mi bu şehir… Ben de anlamadım… Ama E. nin de severek yaşadığı bu mahalle gerçekten çok güzeldi. Bir daha gelecek olsam yine burada kalırım.
*Kahvaltı Önerisi Picnic Restaurant;
El Born’un şu ara populer kahvaltı mekanlarından biri… Çok şirin çok cici dekore edilmiş, dışarıda da bir kaç tane masası olan bu restoran, aynı zamanda kokteylleriyle de oldukça meşhur.
Madem buralara yaz gelmiş o vakit Pink Lemonade zamaı da gelmiş demektir! 🙂 Kendimi şımartmak için de bu leziz pancakeleri söyledim 🙂
B. ise her zamanki gibi tercihini Eggs Benedict’ten yana kullandı. Sosu gerçekten çok başarılıydı.
Artık buraların yerlisi sayılan E. kızımız ise kinoalı patates kroket söyledi. İlk defa denedim ve bence kinoalarla patatesi kaplayıp kızartmak, üzerine de yoğurt ilave edip yemek çok iyi bir fikir!
*En iyi pastane Hofmann Barcelona;
Vitrindeki el sanatı pastalar dikkatimi çeker çekmez kapıdan içeri daldım. Karşıma önce yukarıdaki harika araba çıktı 🙂 Sonra o muhteşem croissant kokusu… Hemen reçellere de daldı gözüm tabi.
Ben orada fotoğraf çekmeye çalışırken bir baktım B. ve E. çoktan kasanın yolunu tutmuş ellerini doldurmuşlar 🙂 B. nin aldığı mangolu croissantın tadı gerçekten inanılmazdı. Bundan referans alıp mango reçeli aldık, buradaki kahvaltı sofralarımıza tropik ezgiler getirsin diye. Tavsiye ederim!
*Ziyafet Molası Önerisi Mercat Princesa;
El Born sokaklarında kaybolmuşken karnımız çok acıktı ve kendimizi bu ilginç marketten bozma restoranda bulduk. Sushi’den tappasa kadar her mutfaktan bir stand bulunuyor ve siz gidip kendiniz buralardan sipraiş verip ortalardaki masalarda yemeğinizi yiyorsunuz. Bence oldukça keyifli bir ortamdı.
Asıl geldik o efsane lezzet! Padron Pimientos ! Yani tatlı küçük yeşil biberler…Bunları İspanyollar bir güzel közlüyorlar, üzerine de deniz tuzu ilave edip servis ediyorlar. Çıtır çıtır çerez gibi yiyorsunuz, harika! Bira ile de enfes gidiyor!
* Harika bir Quiche molası için Buenas Migas;
Kız kız dedikodu zamanı! O zaman gidip karnımızı doyuralım 🙂 Solda gördüğünüz somonlu,ricotta peynirli ve brokolili quiche bugüne kadar yediğim en lezzetli quiche olabilir!
* Festival zamanı ise Brunch Electronik Barcelona;
Ben gelmeden önce E. programımızı yapmıştı. Malum Barselona festival şehri, e hava da güzelleşti, bu gençler plajlara akmadan şehir içindeki festivaller başladı. Bu sene ilk defa gerçekleştirilen Brunch Elektronik’i görmek de bize kısmet oldu. Bir kere fikir çok güzel. Çocuklar için ayrı alan var, ufaklıklar skateboard yapıyor, aileleri dans ediyor, herkes özgürce birasını içip eğleniyor. En ufak taşkınlık yok. Alan temiz. WC’ler temiz. Enteresan… Denk gelirseniz kaçırmayın derim!
* Diğer Öneriler;
 Şehri bisikletle keşfetmenin tadına varın…
Raval bölgesinde de şehrin güzelliklerini kaçırmayın…
Kendinizi sokak sanatçılarına bırakın…
ve Barcelonetta’da günü batırırken Catalanlar’ın meşhur içkisi Cava için…
 Sevgiyle kalın!
Küçük Martha

You Might Also Like

No Comments

Leave a Reply