Browsing Tag

resort

SEYAHAT

BİR BABYMOON HİKAYESİ; SEYŞELLER BÖLÜM 2 – ADALAR ARASI UÇUŞ – PRASLIN ADASI & CONSTANCE LEMURIA – DOHA’DA 1 GECE

İKİ ADA ARASI UÇUŞ DENEYİMİ

Seyşeller’de üç ana ada bulunuyor; Mahe, Praslin (pralin diye okunuyor) ve La Digue (la dig diye okunuyor) adası. Bunlar haricinde de ziyaret edilebilecek bir sürü küçük ada var. Genellikle turistler ya bu üç adayı geziyor ya da tekne turuna çıkıp günübirlik diğer küçük adalarda şnorkel, dalış ya da sadece yüzme gibi aktiviteler yapıyorlar. İlk yazıda da bahsettiğim gibi, mesafeler uzun ve adalar arası ulaşım da çok kolay olmadığı için 4 günlük bir programa, tüm adalar birden mümkün değil sığmaz.

Üç ana ada arası ulaşım için ise temelde iki alternatifiniz var; ya hepsinin arasını feribotla (ya Cat Cocos ya da Seyferry ‘den bakabilirsiniz) geçeceksiniz ya da Mahe’den Praslin’e bizim de yaptığımız gibi 15 dakikalık bir uçuşla (tek bir havayolu var o da yerel havayolu olan Air Seychelles) varacak, sonra siz dilerseniz La Digue’e Praslin’den feribotla geçeceksiniz. Şimdiden uyarayım feribot biletleri de uçak bileti de hiç ucuz değil. Neredeyse aynılar, dolayısıyla çok önceden planlayıp online olarak mutlaka biletlerinizi alın derim.

Setur Select ekibinin yönlendirmesiyle biz Air Seychelles‘in adalar arası ulaşımında kullandığı 20 kişilik minik pırpır uçakla 15 dakikalık bir uçuş deneyimi yaşadık. Gerçekten hayatımda edindiğim en güzel seyahat deneyimlerinden biriydi. 🙂 İyi ki yapmışız! Seyahatimize başka bir boyut kazandırdı. Zaman açısından size kazandıracağının yanı sıra camdan gördüğünüz manzara o kadar güzel ki… Hafızanıza bir kazınıyor, bir daha çıkması zor.

Tepeden gördüğünüz mavi ve yeşilin tonları mükemmel! Ayrıca çok yüksekten uçmadığı için hiç sallanmıyor da… Bir ara gerçekten kendimizi Geyikli-Bozcaada feribotunda gibi hissettik 🙂 O nedenle kesinlikle ama kesinlikle bu iki ada arası uçuşu tavsiye ederiz!

Not: Oradayken öğrendik ki, hava kötü olduğunda feribotlar iptal olabiliyormuş ama uçaklar çok nadiren iptal oluyormuş.

PRASLIN ADASI – CONSTANCE LEMURIA

Praslin Adası, Seyşeller’in 2. büyük adası olarak geçiyor. Üstelik Dünya’nın en ünlü ilk 5 plajından 2’si bu adada yer alıyor, Anse Georgette ve Anse Lazio. O nedenle bence görülmesi gereken bir ada. Tatilimizin geriye kalan 2 gecesini de bu adadaki Constance Lemuria’da geçirdik.

Otel, havalimanına sadece 10 dakika mesafede. Otele vardığınızda sizi resepsiyon önünde bir seramoni ile karşılıyorlar. Kocaman ahşap kapıların önünde duran gongu çalıyorsunuz ve ardından resepsiyon kapıları açılıyor ve check-in işlemleriniz için resepsiyonistler size hemen birer içecek ikram edip, mis kokulu ıslak havlulardan veriyorlar. Çok tatlı bir karşılama olmuş. Bir de resepsiyonun konumu doğrudan okyanusa baktığı için kapılar açılınca sanki cenneti görüyor gibi oluyorsunuz. Güzel mimari ve güzel bir karşılama seramonisi olmuş. (Özüm bunu beğendi 🙂 )

Check-in işlemlerimiz esnasında bize bir adet Constance Lemuria pasaportu verdiler. Gerçekten pasaport görünümünde olan minik bir kitapçık aslında bu verdikleri. İçerisinde, odanıza ve konaklamanıza ait bilgilerden tutun da, otelin haritasına, otelde konaklarken görebileceğiniz hayvan ve bitki türlerinin anlatımınından tutun da, akşam yemeklerinde uyulması gereken kıyafet kurallarına kadar her türlü bilgi yer alıyor. Biz bu fikre bayıldık!

Resepsiyon alanından girince ise sizi bir çift Tavus Kuşu göreceksiniz. O kadar güzeller ki… Otelin her yerinden özel bir türde hayvan çıkabilir 🙂 Doğa ile iç içe olmak dedikleri tam olarak da bu 🙂

Konakladığımız oda tipi Junior Suit‘ti. Gayet yeterli büyüklükte ve konforluydu. Banyo kısmı ile oda çok tatlı bir pencere ile ayrılıyordu.

Önünde bahçesi vardı ve o bahçe Grand Anse Kerlan isimli plaja açılıyordu. Ancak plajı doğrudan göremiyorsunuz.Yine gizemli bir yolla bağlanıyorsunuz. Palmiyelerin arasından geçerek kumsala ulaşıyorsunuz. Bu plaj kocaman olmasına rağmen ana plaj olarak geçmiyor.

Petite Anse Kerlan

Grand Anse Kerlan biraz daha açık denize baktığı için yüzmek özellikle rüzgarlı havada biraz tehlikeli oluyormuş. O nedenle genellikle ana plaj sayılan ve tesisi de olan Petite Anse Kerlan tarafı tercih ediliyor.

Anse Georgette

Plajlar konusunda otelin en güzel özelliği ise, Dünya’nın en gözde plajlarından biri olan Anse Georgette plajına otelin içerisinden erişim sağlanıyor olması idi. Tabi ki burası da kamuya açık bir plaj ama otelin içerisinden bağlanıyorsunuz.

Resepsiyondan sizi buggy ile götürüyorlar. Her saat başı da ring seferle resepsiyona geri dönebiliyorsunuz.

Bu plajda tesis yok. Giderken havlunuzu, suyunuzu ve diğer tüm ihtiyaçlarınızı yanınızda taşımalısınız.

Gerçekten hayatımda gördüğüm en güzel plajdı. Gittiğimizde güneş kavursa da deniz biraz dalgalıydı. Baransel çocuklar gibi bodysurf yaparak eğlenirken ben sadece ıslanmakla yetindim. Mutlaka ama mutlaka görülmesi gereken bir plaj olduğunu söylemeliyim!

Otelin diğer bir özelliği ise 18 delikli golf oteli olması. Hatta önemli şampiyonalara da ev sahipliği yapıyor. Buraya gerçekten dünyanın dört bir yanından insanlar golf oynamak için de geliyorlar.

Muhteşem bir manzaraya karşı, muhteşem bir doğa içerisinde golf oynamak, ilgim olmamasına rağmen bana bile cazip geldi 🙂 Eğer siz de merak ederseniz ve denemek isterseniz otelden ekipman ve eğitmen talep edebilirsiniz.

Petite Anse Kerlan’da bulunan Takamaka Beach Bar

Diğer bir konu ise gastronomi konusu. Sanırım Seyşeller’de yediğimiz en iyi yemekleri bu otelin restoranlarında yedik. Bir öğlen pool barda hamburger yiyerek geçirdik, akşamına ise Diva Restaurant’ta gastronomi ziyafeti çektik. Sabah kahvaltıları resepsiyonun oradaki açık büfe hizmeti veren Legend isimli restorandaydı ve gerçekten çok güzeldi. Diğer öğlen yemeğimizi Takamaka isimli beach barda yedik ve orada yediğim tavuklu mango salatasının tadı hala damağımda.

Son akşam yemeğimizi ise The Nest isimli, lokal mutfağı Afrika mutfağı ile harmanlayan bir restoranda yedik. bu restoran gün batımı manzarası ile meşhur. Öncesinde kayaların üzerinde günbatımını izledik, ardından yemeğe geçtik. Çok keyfiliydi. Hava bozuk olmasına rağmen azıcık ucundan bir portakallık bile yakaladık.

Eğer  özel bir yemek ya da günbatımı tasarlamak isterseniz, On the Rocks denilen yerde, kayaların üzerinde romantik bir akşam yemeği ya da golf sahasının manzarası en güzel alanında size müthiş bir günbatımı anı tasarlıyorlar. Bunun için önden rezervasyon yaptırmanız lazım.

Diva Restoran’da yemek yediğimiz akşam bizi odamıza götürmek için gelen buggy’i kullanan görevli genç inanılmaz sempatikti. Bizim de keyfimiz yerindeydi ve odaya dönmek istemiyorduk 🙂 “Biz odaya dönmek istemiyoruz ne yapabiliriz?” diye sorduk, o da “Sizi özel bir gezintiye çıkartabilirim.” dedi ve biz de kabul ettik. Buggy ile zifiri karanlık içerisinde golf sahası alanının yüksekte bir bölümüne çıktık. Kafamızı kaldırdığımızda gördüğümüz manzara inanılmazdı! Sanki elimle uzansam alacakmışım gibi yakında ve kocaman elmas parlaklığında yıldızlar bize şov yapıyordu. Orada biraz romantik romantik takıldıktan sonra, en uzun yoldan giderek bizi odamıza bıraktı. Bizim için çok özel ve güzel bir anıydı. Adını hatırlamıyorum ama o genç görevliye tüm kalbimle teşekkür ediyorum 🙂

Bu otelde konaklarken ilk gün hava bozuktu. O nedenle denize giremediğimiz için zamanı SPA’da değerlendirmek istedik. U SPA‘yı deneyimleme şansımız oldu. Çok şanslıydım ki hamile masajı vardı. Ben 60 dakikalık hamile masajı yaptırdım. İki ayağımın arasına hamile yastığı koyup beni bir sağa bir sola döndürerek sırtıma ve arka bacaklarıma masaj yaptılar. Sonrasında da sırtüstü yatırıp karın bölgem hariç ön tarafıma masaj yaptılar. O kadar iyi geldi ki size anlatamam. Tavsiye ederim!

Constance Lemuria da Ephelia gibi çocuklu aileleri kabul ediyor. Ancak gözlemlediğim kadarıyla otele gelen misafirler genelde çiftlerden oluşuyordu. Yine Avrupalı misafir çoğunluktaydı. İki otelin de atmosferini  kıyasladığımda Ephelia’nın bir tık daha çocuklu ailelere, Lemuria’nın ise çiftlere hitap ettiğini söyleyebilirim.

Biz bu otelde kalmaktan da çok büyük keyif aldık. Plajları, yemekleri, SPA’sı ve içeride yarattıkları atmosfer çok güzeldi. O nedenle gönül rahatlığı ile tavsiye ederiz.

DÖNÜŞ YOLUNDA DOHA’DA 1 GECE KONAKLAMA KEYFİ

Qatar Airways’in misafirlerine ekonomi ya da business yolcusu olarak ayırmadan verdiği diğer bir güzel hizmet ise, 8 saat ve üzeri aktarmalarında Doha’da anlaşmalı olduğu onlarca otelden birinde sizi ücretsiz olarak konaklatıyor olması. Dilediğiniz oteli size snulan listeden kendiniz seçiyorsunuz. Bizim de dönüşte aktarmamız neredeyse 20 saat kadar olduğu için, uçak biletini aldıktan sonra Qatar Airways’in internet sitesinden belirttiğim tarihte müsaitliği olan oteller arasından seçtiğim Marriott Marquis City Center‘da kaldık. Hemen belirteyim, bavullarınızı bu aktarma sırasında almıyorsunuz. O nedenle böyle bir aktarma yapacaksanız yanınıza kabin boy bir bavul alıp içine pijamalarınız, ertesi gün giyecekleriniz, diş fırçanız, şarj aletleriniz gibi lazım olabilecek eşyalarınızı koymayı unutmayın.

Qatar, Türk vatandaşlarından vize istemiyor. Dolayısıyla bu imkanı kullanmak bizler için daha kolay. Pasaport işlemlerinden sorunsuzca geçebiliyorsunuz. Biz 1 gün için para bozdurup Qatar Riyali almadık yanımıza. Dilerseniz havalimanında bu işlemi yapabilirsiniz. Ama heryerde kredi kartı geçtiği için ve en kötü yanımızdaki Euro’dan bozdururuz düşüncesiyle gerek duymadık ve hiç de ihtiyacımız olmadı. Havalimanından çıktıktan sonra Orta Doğu’da oldukça yaygın olan Careem ya da Uber ile gideceğiniz otele kolayca ulaşabilirsiniz. Biz hep Careem kullandık ve çok memnun kaldık. Tabi ki ulaşım fiyatları benzinin litresi pul olduğu için oldukça uyguna geldi. O yüzden korkmadan bindik 🙂 Careem kullandığımız için yanımızda ulaşım için nakit taşımamıza da gerek olmadı.

Otele vardığımızda bizi bir sürpriz karşıladı. Nedenini hala bilmiyoruz ama sanırım otel tamamen doluydu, o nedenle bizi en üst katta bulanan kral dairesine verdiler 🙂 Gerçekten bizim evden daha büyük bir odaydı 🙂 En üst katta olunca da manzara şahane gözüküyordu. Otelin diğer bir özelliği de kendi içinden asansörle bir alışveriş merkezine bağlanıyor olmasıydı. Kısa bir alışveriş turu yapayım derseniz güzel olabilir.

O gece melekler gibi uyuduk. Sabah kalkıp duşumuzu alıp güne yepyeni bir şekilde başladık. Uçağımız 14:30’daydı, o nedenle yarım günlük bir zamanımız vardı. Azıcık Doha havası alalım diye kendimizi attık erkenden sokağa. Hava çok güzeldi. Ne kavuruyor ne de üşütüyor. Hala yaz ama yakmıyor da. Dubai’de 50 dereceyi gördüğümüz için zamanında, o yanma ne demek iyi biliyoruz 🙂

Sabah kahvaltısı olarak en yüksek puanlardan birini alan ve sizlerden de gelen mesajlar doğrultusunda Eggspectation‘ın yolunu tuttuk. Burası Doha’nın incisi Pearl denilen yapay bir adada yer alıyor. Kahvaltı gayet güzeldi, ortam çok Amerikan’dı 🙂 Fiyatlara gelecek olursak, arkadaşlar Qatar Riyali ne yazık ki Türk Lirası’ndan değerli. Yaklaşık olarak herşeyi 1,5’la çarpıyorsunuz. Ne hallere düştük… Adamlar müthiş zengin tabi koymuyor onlara… Sokaklardaki arabaları görseniz zaten anlarsınız durumu. Kısacası Qatar bize kıyasla ucuz bir memleket değil. Ettiğimiz kahvaltıya günün sonunda 300TL ödemiş bulunuyoruz 🙂 Eğer otelde kahvaltı alacak olsaydık da 60Euro ödeyecektik. O nedenle iki mekan görelim dedik, pişman değiliz 🙂

Kahvaltıdan sonra Pearl Adası’nda biraz gezindik. Saatler öğlene yaklaştıkça güneş kızgınlığını arttırdı, ben de yorulmaya başladım. O nedenle otelin altındaki alışveriş merkezinde gidip bir tur atıp çıkalım dedik. Ada’ya göre çok tatlı şeyler satan bir dükkan bulduk. Günün kısmetlisi yine Ada kız oldu 🙂 Ona bir kaç parça şey aldıktan sonra, otelden ayrıldık. Havalimanında yine hamile olduğum için beni pasaport sırasında VIP kısmında geçirdiler 🙂 Sonra İstanbul’a rahat bir uçuşla vardık.

Eğer sizin Doha’da daha fazla zamanınız olursa, mimarisiyle oldukça beğeni toplayan İslami Eserler Müzesi‘ni ve Souq Waqif denilen pazar alanını da görebilirsiniz.

***

Umarım bu gezi size de ilham olur ve bir gün Seyşeller’i siz de görebilirsiniz. İlk bölümde anlattığımız Seyşeller’e uçuş, Mahe Adası ve Constance Ephelia’da konaklama deneyimlerimize ve Seyşeller’e gitmeden önce bilmeniz gereken önemli noktalara buradan ulaşabilirsiniz.

Herhangi bir sorunuz olursa bize her zaman kucukmartha@outlook.com dan ulaşabilir, Seyşeller seyahati boyunca paylaştığımız post ve storylere instagram hesaplarımızdan (@kucukmartha ve @baranseldogan ) ulaşabilirsiniz.

Çok Sevgiler

Özüm & Baransel

 

GEZİ NOTLARI SEYAHAT

PHUKET’TE NEREDE KALALIM? / WHERE TO STAY IN PHUKET? – THE NAI HARN PHUKET

 Phuket’teki son durağımız, yıl dönümümüzü de gerçek anlamda kutlayacağımız The Nai Harn Phuket‘ti. Bu otel, sabırsızlıkla beklediğim duraklardan biriydi. Çünkü denize karşı konumu ve manzarası beni fotoğraflarından çok etkilemişti. Bir de açıkçası balkon sefası yapmayı da sevdiğimizden, iyi gelir diye düşünmüştüm. Onun haricinde yine bütçe dostu ama lüks bir otel olması da avantajlarından biriydi. Konumu yine Phuket’in en ucunda yer alan Nai Harn plajındaydı.

English:“Our last stop in Phuket, The Nai Harn Phuket, which we were also going to celebrate our anniversary. This hotel was one of the stops which i could look forward to. Because the position and the view towards the sea had affected me very much from the photographs. I thought that it would be good, so as i like balcony. Apart from that, one of the advantages is also of being a budget-friendly but luxurious hotel. Its location was on Nai Harn beach, at the farthest tip of Phuket.”

Oteli araştırırken, 1980’li yıllarda Phuket’te yapılmış ilk gerçek plaj oteli olduğunu ve aslında yat kulübü (the Royal Phuket Yacht Club) olarak inşa edildiğini öğrendim. Daha sonra mimarisi büyük ölçüde korunarak bu halini alıyor ve 2016 Ocak’ta The Nai Harn olarak yeniden hayata geçiyor. Bu plajdaki tek yapı olduğu için, palmiye ormanının içerisinde inci gibi parlıyor. Üstelik henüz çok yeni renovasyon geçirdiği için de her yer pırıl pırıl.

English:“While I was reading the information about the hotel, I learned that it was the first real beach hotel built in Phuket in the 1980’s and actually it was built as the yacht club (the Royal Phuket Yacht Club). Later, the architecture is being preserved to a great extent, and in January 2016, as the Nai Harn was again active. Because it is the only building on the beach, it shines like a pearl in the palm forest. Moreover, everywhere shines because it has been renovated yet.”

Otele vardığımız andan itibaren hem çok mutlu hem de hafifi buruktum. Nedense o 5 Eylül’de Bozcaada’da olmamız ve yıl dönümümüzü orada rüzgar gülleriyle beraber kutlamamız gerekiyormuş gibi geliyordu.

English:“From the moment that we arrived at the hotel, we were both very happy and a bit sad. I was feeling as we had to be in Bozcaada on the 5th of September and we had to celebrate our anniversary there with windmilles.”

Sonra evren bana bir işaret gönderdi… Otelin tam karşı kıyısında tek başına bulunan bu rüzgar gülünü gördüğümde gözlerime inanamadım. Odamızın terasına çıktığımda karşımda durmuş bana göz kırpıyordu adeta. O zaman nasıl mutlu olduğumu anlatamam. Bu bir işaret değil de ne diye düşündüm kendi kendime. Dünyanın bir ucunda rüzgar gülü bulmuş bir Don Quijote’tum adeta… O nedenle sanırım The Nai Harn ile gönül bağımız ayrı olacak!

English:“Then the universe sent me a sign … I could not believe when I saw this windmill on the opposite side of the hotel. When I went out to the terrace of our room, it was almost blinking to me. Then I can not tell you how happy I am. This is not a sign, but what? I thought I was a Don Quijote who found a windmill on the edge of the world … For this reason I think ties of affection with The Nai Harn!”

Otelin en sevdiğim özelliklerinden bir diğeri ise, her yerinden muhteşem bir manzaraya sahip oluşu idi… Asansör beklerken bile mavinin bin bir tonu sizi karşılıyor.

English:“One of the most favorite features of the hotel was that it had a magnificent view from everywhere … Even when waiting for the elevator, a thousand tons of blue are welcoming you.”

ODAMIZ / OUR ROOM; GRAND OCEAN VIEW ROOM

Odamızı seçerken, şu manzarayı görmekti niyetim. O nedenle 3 gün boyunca Grand Ocean View tipindeki odada kaldık. Bu tip odaların her birinin okyanusa bakan bir terası var.

English:“When I chose our room, I wanted to see this view. That’s why we stayed in the Grand Ocean View room for 3 days. Each of these rooms has a terrace overlooking the ocean.”

Şurada yatıp güneşi batırmak ya da gece yıldızları izlemek gerçekten çok keyifli…

English:“It’s really good to lie down here and watch the sunset, or watch the night stars …”

Odamızda bizi karşılayan sürprizlerden biri de yatağın üzerine yapılan bu sanat çalışmasıydı 🙂 Yıl dönümümüz olduğu için bu şekilde bir karşılama yapmışlar. Çok tatlıydı bence 🙂

English:“One of the surprises that greeted us in our room was this art work on the bed. I think it was very sweet, for our anniversary :)”

Ve tabi ki bir şişe prosecco yine bizi bekliyordu… Yanında da tropikal meyve tabağı 🙂 Buna çok alıştım, evde de aynı düzeni aradım ama bulamadım 🙂

English:“And of course there was a bottle of prosecco for us … Tropical fruit plate beside it I’m used to it too, I wanted the same arrangement at home but I could not find it :)”

Terasa açılan geniş camlar sayesinde manzaradan içerideyken bile yoksun kalmıyorsunuz.Bu fotoğrafı tam olarak odanın içerisinde yer alan küvetin önünde çekmiştim. Yani teknik olarak küvetteyken de manzara sizinle 🙂

English:“Thanks to the large windows that open out to the terraces, you are not even deprived of being in the view. I took this photo in front of the bathtub in the room. So technically when you are in the bathtub, the view will be with you :)”

Odanın şekli çok kullanışlıydı. Banyo hem yatak odasının içerisinde hem de gizli kapılar sayesinde kapatıp ayrı bir alan haline gelebiliyor. Banyonun içerisinde küvetten ayrıca bir de yağmur duşu vardı.

English:“The room was very handy. The bathroom was inside of the bedroom, but when you can close by the hidden door, it would be a separate area. There was also a rain shower in the bathroom.”

Odanın her yerinde bulunan bu küçük sanat eseri detaylarını pek sevmiştim. Bunun yanı sıra sizin için odaya bırakılmış şemsiye, plaj çantası, parmak arası terlik, yoga matı gibi sizi bekleyen sürprizler olacak. Plaj havlularını plaja inerken hemen köşede yer alan Rock Salt restoranın girişinden alıyorsunuz. Dilerseniz size gök kuşağı renklerinde plaj şemsiyesi bile veriyorlar. Plajda birden fazla gördüğümüz bu tatlı şemsiyeler otel müşterilerine ait 🙂

English:“I loved the details of this little art piece everywhere in the room. However, there will be surprises awaiting you like umbrellas, beach bags, slippers, yoga mats for you in the room. You get beach towels from the entrance to the Rock Salt restaurant, which is just around the corner when you go to the beach. They even give you a beach umbrella iridescent . These sweet umbrellas that we have seen more than once on the beach belong to hotel customers :)”

PLAJ VE HAVUZ / THE BEACH and THE POOL

Krabi’de yer alan adaları hariç tutuyorum, Phuket tatilimiz boyunca gördüğümüz en güzel plajdı Nai Harn plajı… Hem denizin güzelliği, hem kumsalın büyüklüğü, hem de kalabalık olmaması gibi nedenlerden dolayı biz çok sevdik.

English:“I exclude the islands in Krabi, Nai Harn beach which was the most beautiful beach we saw during our vacation in Phuket … We loved it because of the reasons such as the beauty of the sea, the size of the beach and not being crowded.”

Burada da gel git epey oluyor. O nedenle yüzmek için en doğru saatler sabah saatleri. Öğleden sonra gel git etkisiyle dalga başlıyor.

English:“There’s a lot tidal current here too. That’s why the best times to swim are morning hours. Afternoon, You see wave in the sea by the tidal current.” 

Gel git sonucu suyun altındaki kayalar ortaya çıkıyor…

English:“The rocks emerge which are beneath the sea by the tidal current…”

Dalgalar sörf yapacaklar için gayet iyi. Ama yüzme konusunda da biz çok sıkıntı çekmedik. Zaten hava o kadar sıcaktı ki denize girmeden serinlemek mümkün değildi. O nedenle bol bol denize girmeyi tercih ettik.

English:“Waves are good for surfing. But we did not have much trouble swimming. It was already so hot that it was not possible to cool off. That’s why we preferred to swim in the sea.”

Otelin misafirlerine ücretsiz olarak sunduğu bir çok imkan var. Bunlardan biri de Tuk-Tuk servisi. Otele çok yakın bulunan iki küçük koya sizi ücretsiz olarak istediğiniz saatte götürüp istediğiniz saatte alıyor. Biz her ikisine bir den gidemedik ama şnorkel için çok iyi olduğu söylendiği için Ao Sane Beach‘e gittik.

English:“There are many facilities available free of charge to hotel guests. One of these is the Tuk-Tuk service. It takes you for free at any time to two small gulfs, which are very close to the hotel.  But we went to Ao Sane Beach because we heard that it was so good for snorkeling. We could not go both.”

Burada böyle salaş bir mekan var. Dilerseniz bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Biz birer bira aldık mesela. Fiyatlar gayet uygundu.Sonra diğer insanların yaptığı gibi sahile kurulduk ve şnorkel yapmak için denize girdik.

English:“There’s a place like this in here. You can eat and drink something. We got a beer. The prices were not expensive. We went to the beach as other people did, then we got our snorkels and swam.”

Biraz kayalık olduğu için girişte zorlandık. Ama gerçekten çok güzel balıklar vardı. Sabah erken saatlerde gitseymişiz su daha durgun olacakmış. Size tavsiyem eğer böyle bir plan yaparsanız sabah erken saatlerde şnorkel yapmaya gidin.

English:“It was a little hard because it was rocky. But there were really beautiful fishes. The water was going to be stagnant if we went in the early hours of the morning. I recommend you to go snorkel early in the morning if you make such a plan.”

Tabi ki tropik adaların olmazsa olmazı palmiye ağacından sarkan bir salıncak 🙂 Bu kumsalda da bunlardan bir iki adet bulabilirsiniz.

English:“Of course there is a swing hanging from the palm tree in tropical islands. ? You can find a couple of these on the beach.”

Otelin havuzuna hiç girmedik ama havuz kenarındaki şezlonglarda takıldık. Şezlongların manzarası çok güzeldi. Bir de havuz başında bar olduğu için istediğiniz her şeyi ayağınıza kadar getiriyorlar.

English:“We never used the hotel pool, but we had a good time on the sun loungers by the pool. The view of the sun loungers was very beautiful. There is a poolside bar, they bring what you want.”

Havuz alanı / Pool Area

YEME & İÇME / DINE AND DRINKING

Otelin Rock Salt adında, plaja yakın bir restoran-barı mevcut. Biz en çok vakti burada geçirdik. Hem yemekleri çok güzeldi hem de manzarası çok iyiydi. Bir de denizden çıkıp bir kokteyl içeyim diyebileceğin yegane yerdi.

English:“The hotel has a restaurant-bar which called Rock Salt near the beach. We spent the most time here. Both the meals were very nice and the view was very good. And it was the only place where you could come out of the sea and have a cocktail.”

Kaldığımız süre boyunca öğlen yemeklerimizi hep burada yedik. Salatasından makarnasına, pizzasından hamburgerine kadar bir çok yemeği denedik. Hepsi gayet başarılıydı. Bir de menüde meze tabağı vardı. Meze tabağında humus, cacık, patlıcan salatası gibi mezeler vardı. Görünce insan bir mutlu oluyor tabi 🙂 Her gün cacık yedim ! 🙂

English:“We had lunch here all the time , we stayed. We tasted a lot of food such as salad, pasta, pizza, hamburger. They were all delicious. There were also appetizers on the menu. There were appetizers such as humus, cucumber, aubergine salad. ? I ate tsatsiki every day! ?”

Rock Salt’ta içtiğimiz tüm kokteyller gerçekten çok iyiydi. Bazen klasiklerden Pina Colada bazen ise barın kendi imza kokteyllerinden deneyimledik. Hepsi bizden geçer not aldı. Özellikle içerisinde passion fruit olan tüm kokteylleri tavsiye ediyorum 🙂

English:“All the cocktails we had in Rock Salt were really good. Sometimes we tasted classical Pina Colada and sometimes the bar’s own cocktails. We all like it. I especially recommend all cocktails which have passion fruit. “

Sabah kahvaltıları otelin Cosmo Restaurant adındaki restoranında veriliyordu. Sanırım bu gezimizdeki en iyi kahvaltıyı burada deneyimledik. Hem çeşit inanılmaz fazlaydı hem de her şey çok tazeydi. Gluten free’sinden, hamur işine, vejetaryeninden sporcu kahvaltısına kadar her çeşidi bulmak mümkün.

English:“Breakfast in the morning was served at the restaurant of the hotel called Cosmo Restaurant. I guess we ate here the best breakfast on this trip. There were lots of breakfast types and everything was very fresh. You can find gluten free, pastry, vegetarian and breakfast for athletes here.”

Her sabah şu manzaraya karşı önce zencefil çayımı içtim, sonra çok sıkı bir kahvaltı ettim. Ardından da denize… Ah hayat 🙂

English:“Every morning I was drinking a ginger tea opposite the view, then I had a very good breakfast. Then i was going to swim in the sea … life ?”

Otelin bir de Reflections adında harika bir roof-top barı, bir de bu barın içerisinde Phuket’in ilk Sushi&Sashimi barı Hansha  yer alıyor.

English:“The hotel also has a wonderful roof-top bar called Reflections and also Hansha which the first Sushi & Sashimi bar in Phuket.”

Burada özellikle kalabalık gruplar için ideal olan localar çok keyifli… Otururken hem havuzun içerisindesin hem de denize sıfır bir mesafede görünüyorsun. Akşamları hava müsaitse, bu alanda ateş de yakıyorlar. Bizim burada takılmaya hiç vaktimiz olmadı ama terastan gördüğüm kadarıyla özellikle ateş yakıldığında herkes çok eğleniyordu.

Biz The Nai Harn’ı gerçekten çok sevdik. Herkese tavsiye ederiz!

Phuket & Krabi gezimizin fotoğraflarına @kucukmartha ve @baranseldogan instagram hesaplarından ve #kucukmarthathailand hashtaginden ulaşabilirsiniz!

English:“There are beautiful loges especially for big groups … If the weather is good in the evening, they also make a fire on this area. We could not spend time here, but as far as i saw from the terrace, everyone was so enjoying especially when it was the made a fire.

We really liked The Nai Harn. We recommend everyone!

You can find the photos of our Phuket & Krabi vacation from @kucukmartha and @baranseldogan instagram accounts and #kucukmarthathailand hashtag!”

Sevgiler/Best

Özüm&Baransel

GEZİ NOTLARI SEYAHAT

PHUKET’TE NEREDE KALALIM / WHERE TO STAY IN PHUKET? – THE VIJITT RESORT

Phuket gezimizin ikinci durağı Rawai bölgesinde yer alan The Vijitt Hotel‘di. Rawai bölgesi Phuket’in en ucunda yer alan bölgeye verilen isim. Planımız, bu otelde kalırken Old Town, Panwa ve Kata bölgelerini gezip bitirmekti. Bu oteli tercih etme nedenlerimizin başlıcaları ise, bütçe dostu bir otel olması, mimarisinin Tayland mimarisine sahip olması ve otelin sağladığı ulaşım gibi bazı olanaklardı. Nitekim otele giriş yaptığımız andan itibaren beklentimizin epey üzerinde bir konforla karşılaştık.

English: “The second stop of our Phuket sightseeing tour was The Vijitt Hotel that situated in Rawai. Rawai region is the name given to the region where situated in most tip of Phuket. Our plan was to visit the Old Town, Panwa and Kata areas, while staying in this hotel. The main reasons for choosing this hotel are that it was a budget-friendly hotel, has Thai architecture and  were some possibilities like transportation provided by the hotel. As a matter of fact, from the moment we entered the hotel, we met with much comfort over our expectation.”

 

Odaların her biri birbirinden ayrı villalar şeklinde tasarlanmış. Otelin peysajı ise gerçekten muhteşem. Hayatımda gördüğüm en uzun palmiye ağaçlarını sanırım burada gördüm.Onun dışında çoğu bitkinin altında ne olduğu ve nereden geldiği yazıyor. Adeta bir botanik bahçede gezer gibisiniz.

English:“Each room is designed as separate villas. The hotel’s landscaping is truly spectacular. I think I saw here the longest palm trees I’ve ever seen in my life. Also, under many plants, writing as a information what it is and where it comes from. It’s like you’re walking in a botanical garden.”

Otelin içerisinde ulaşımı yine minik golf arabaları ile sağlayabiliyorsunuz. Aslında mesafeler yürüme mesafesinde ama sıcak bastırdığında yürümek bazen zorlaşabiliyor. O nedenle biz epey kullandık bu arabaları.

English:“Within the hotel you can also get transportation with tiny golf carts. In fact, it is sometimes difficult to walk because of hot weather even though the distance is within walking distance. That’s why we used these golf carts.”

ODAMIZ – OUR ROOM; DELUXE POOL VILLA

Bali gezimizde kaldığımız odaların her birinin havuzlu villa şeklinde olması bize çok büyük bir keyif vermişti. Daha fazla mahremiyet ve kolaylık sağlıyor. O nedenle buradaki odamızı da bu şekilde seçmiştik. Odamız çok ferah ve kullanışlıydı. Yatağımızın hemen önünde açılan teras havuza çıkıyordu. Cibinlikli yatak ise her zaman bana sempatik gelen bir şey olmuştur 🙂

Bu otelde de size her gün bir meyve tabağı ikram ediliyor, aynı zamanda su ve çay da ücretsiz. Ancak minibar ücretli!

English:“It was a great pleasure for us that each of the rooms we stayed in Bali was in the form of a pool villa. It provides more privacy and convenience. That’s why we chose our room in this way here. Our room was very spacious and useful. Canopy bed has always been a sympathetic for me.

This hotel also offers you a plate of fruit every day, as well as free water and tea. But the minibar is toll!”

Odamızın en güzel kısımlarından biri de terasa açılan bu küveti idi. Hemen yanında ise bambularla çevrili bir alanda bulunan açık alan duşu yer alıyordu. Havuzdan çıkıp bu duşu rahatlıkla dışarıdan da kullanabiliyorsunuz.

Otel odalarının birbiriyle bağlantısı olmamasının en güzel kısımlarından biri de sessizlik ve sakinliği idi. Kimse kimseyi görmüyor ve duymuyor. Terasta bir öğlen uykusu çekeyim derseniz etrafta çıt yok. Bu gerçekten güzel bir hissiyat! Sanırım o nedenle biz en çok bu otelde vakit geçirip bu otelde dinlendiğimizi hissettik.

English:“One of the most beautiful parts of our room was this bathtub that opened to terrace. Right next to it there was an shower in the open-air an area surrounded by bamboo.  You can also use this shower from the outside when you get out of the pool.

One of the best parts of the hotel rooms not being connected was silence and calmness. Nobody sees or hears anybody. If you want to take a nap on terrace, there’s no sound around. It’s a really nice feeling! I think, that’s why we spent the most time in this hotel and we felt that rested at this hotel.”

HAVUZ ALANI – POOL AREA

Planladığımızın aksine burada kalırken çok fazla dışarı çıkma isteğimiz olmadı. Çünkü hem hava çok sıcaktı hem de otelin havuz alanı çok davetkardı. Upuzun palmiyelerle çevrili kocaman bir havuz alanı vardı. Serinlemek için ideal! Hemen yanında bulunan restorandan da istediğin gibi yemeğini söyleyebiliyorsun. Ben durmadan soğuk hindistan cevizi suyu içtim 🙂 Tependeki ağaçtan kesiyor, soğutucu da soğutuyor sonra kafasını kesip içine pipet takıp sana veriyor. Gerçekten çok organik 🙂 🙂

English:“Contrary to what we planned, we did not want to go out too much while we were here. Because the weather was very hot and we preferred the hotel’s pool area. There was a huge pool area surrounded by palm trees. Ideal for cooling! You can also order your meal at the restaurant right next door. I always drunk cold coconut water . 🙂 They cut from the tree, cool it, then cut the head and put the pipette into and serve it you. Really very organic :)”

Şezlong alanı oldukça fazla, ama biz en arkadaki loca kısımlarında yatmayı tercih ettik. Burası için ayrıca bir ücret falan ödemiyorsun, boş bulduğunda kapıyorsun 🙂

English:“The sunbed area is pretty big, but we prefer to sleep in the back part, of the loge. You do not pay a fee for this, you get it when you find it empty.”

YEME & İÇME – DINING AREAS

Otelde en çok The Beach Bar‘ı deneyimledik. Happy Hour zamanı canlı müzik de yapılan barın kokteyllerini çok beğendik.

English:“We tried mostly drinks at The Beach Bar in the hotel… We liked the cocktails of the bar, which is also happy hour live music.”

Otelde havuzun yanında hem kahvaltı servisinin verildiği hem de gün boyu yemek yiyebileceğiniz The Savoury adında bir restoran yer alıyor. Biz genellikle burada atıştırmalıklar deneyimledik. Her damak zevkine hitap edebilecek çeşitte yemek bulabilirsiniz.

Bunun yanı sıra çok güzel bir bahçe içerisinde konumlanmış ve Thai mutfağından seçme lezzetlerin sunulduğu Baan Vijitt‘te romantik bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Ortamı gerçekten çok güzel. Önünde küçük bir gölet, etrafında palmiyeler ve deniz manzarası yer alıyor.

English:“The hotel has a restaurant called The Savory, where you can have breakfast and dinner or lunch all day. We usually ate snacks here. You can find food for every palate taste.

 In addition, you can have a romantic dinner at Baan Vijitt, which is located in a very beautiful garden and serves of Thai cuisine. The atmosphere is really beautiful. There is a small pond in front, palm trees and a sea view.”

DENİZ VE KUMSAL – SEA AND BEACH

Otelin konumu denize sıfır ve tam olarak Coral Island‘ın karşısında yer alıyor. Ancak bizim gittiğimiz dönemde gel-git gerçekten çok yoğun yaşanıyordu. Denize girmek için en uygun saat aralığı sabah saatlerinden öğlen 12:00 ye kadardı. Sonrasında sular yavaş yavaş çekiliyor.

English:“The location of the hotel is seaside and is exactly opposite Coral Island. However, during the time we went, the tide was really intense. The best time to get into the sea was from morning untill at noon. After that, the water is slowly withdrawn.”

Öğleden sonra sular metrelerce çekildiğinde görüntü bu şekilde oluyor. İleride yüzen teknelerin ucuna kadar yürüyebiliyorsunuz. Ancak kum balçık gibi olduğundan ve binlerce deniz böceği etrafta koşturduğundan deniz ayakkabısı ile yürümekte fayda var.

English:“This is how it looks when the water is pulled up by meters after lunch. You can walk to till the tip of the floating boats which is on distant. However, because thousands of sea beetles are running around, it is useful to walk with sea shoes.”

Tüm gün Coral Island’a giden tekneler otelin önünden bu şekilde geçiyor 🙂 Sanki yürüseniz adaya varacakmışsınız gibi bir his oluyor. Otelin havuz alanının büyüklüğü ve güzelliği de bu gel-git olayı yüzünden çok kıymetli. Burada kaldığımız süre boyunca hiç denize girmedik. Açıkçası çok büyük bir ihtiyaç da duymadık.

English:“The boat that goes to Coral Island all day passes this way in front of the hotel ? It makes feel like you are going to arrive to the island. The size and beauty of the hotel’s pool area is very valuable because of this tide. We’ve never been get in the sea for the time we’ve been here. Obviously we did not need it.”

AKTİVİTELER – ACTIVITIES

Otelin en sevdiğim özelliklerinden biri de, bir çok aktiviteyi ücretsiz sağlıyor olmasıydı. Yemek kursundan, yogaya kadar, Patong ve Old Town gibi iki önemli merkezer ücretsiz servisinin olmasından, her gün havuz kenarında sunduğu canlı müziğe kadar her şey çok mantıklı ve güzeldi. Dilerseniz ücretli olarak da katılabileceğiniz bir çok aktivite mevcut. Örneğin Coral Island turu gibi.Biz Coral Island’a gitmeye çok niyetlendik ve çok güzel olduğunu da duyduk, ancak koşturmaktansa dinlenmeyi tercih ettik. Özellikle şnorkel ve dalış için güzel olduğuna dair çok yazı okumuştum. Aklınızda olsun!

English:“One of the hotel’s favorite features was that it provided many activities free of charge. Everything was very beautiful, such as with free service to Patong and Old Town which are two important centers , cooking course, yoga and live music by the pool every day. There are many activities that you also can attend by paid. For example, like Coral Island tour. We really wanted to go to Coral Island. We also heard that it was very beautiful, but we preferred to rest. I have read a lot of articles especially about snorkeling and diving. Keep in mind!”

Phuket & Krabi gezimizin fotoğraflarına @kucukmartha ve @baranseldogan instagram hesaplarından ve #kucukmarthathailand hashtaginden ulaşabilirsiniz!

English:“You can find photos of our Phuket & Krabi journey on our @kucukmartha and @baranseldogan instagram accounts and #kucukmarthathailand hashtag!”

Sevgiler / Best

Özüm & Baransel