Çocukluğumdan beri seyahat ettiğim her bir şehri, hafızamda ayrı bir nesne ile özdeşleştirmişimdir. Gördüğüm bir desen, okuduğum bir kitap, çektiğim bir fotoğraf, bazen de giydiğim bir parça… Benim için o nesneler birer anıya, birer ikona dönüşmüştür ve zamansızdır artık. Yaşadığım şehir olan İstanbul’a dair ise tek bir nesne hiçbir zaman bulamadım. Çünkü İstanbul o kadar renkli ki… Ben de bu yüzden İstanbul’dayken en sade, en ben halimle şehrin enerjisine ortak olmayı seviyorum. Bunu yaparken de enerjimin önüne geçmeyecek sade parçalar giymeyi tercih ediyorum. GAP’in sade çizgisi ve zamansız parçaları da işte bu ruh halimin yansıtıcısı adeta. Continue Reading
