2 Yıl önce Milano’ya okumak için giden kız kardeşim ve tesadüfen iş seyahati için Milano’ya giden Marcus’un hikayesidir bu… Bir Türk kızı ve bir Avusturyalı oğlanın İtalya’da aşık olmasının hikayesi… Aşkın sınır, dil, din ve ırk tanımamasının hikayesi…
Kolay olmadığını itiraf etmem gerek. Babam için kızının artık gurbette olmasının resmi haliydi çünkü bu… Nasıl kıyacaktı küçük kızına? Aşka saygısı olsa da içi el vermiyordu. Öbür tarafta Avrupa’da bir Türk olmanın zorluğunu yaşayan kardeşim vardı. Sürekli maruz kaldığı aptalca sorularla savaşırken bir yandan da Avrupa’da yarım asırdır yaşayan o Türk imajını insanların gözünde silmeye çalışıyordu. Tüm bunlar geçti… Bir kaç ay önce evlenmek için Viyana Belediyesi’nde 22.07.2016 tarihine nikah günü aldılar. Tahmin edersiniz ki bir sürü evrak işi oldu. Bazen bürokrasi bile sizi yıldırmaya yeter bilirsiniz. Ama onlar yılmadılar. Birbirlerine hep sahip çıktılar. Ben de bir taraftan buradan Viyana’ya gidecek 11 kişilik Türk kafilesinin programını yapmaya başladım. Tam her şey yoluna girdi “ohh!” derken, nikahtan 1 hafta önce o karanlık geceyi yaşadık. Her şey sakinlediğinde acaba gidebilecek miyiz endişesi sardı bu sefer de… Kardeşim perişan, annem & babam ayrı perişan… 21 Temmuz 2016 tarihinde, sabaha karşı havalimanına gittiğimizde kalbim ağzımda, yeşil pasaport kuyruğunda annemler için beklerken neler düşündüm neler… Nasıl bir tramva yaşarız şu anda çıkamıyorsunuz deseler, ben annemleri oracıkta bırakıp gitmek zorunda kalsam, biricik kızlarının gelin oluşunu göremeseler… Düşündükçe fena oluyorum… Memurun elime tüm pasaportları geri verip, biletlerimize “görüldü” damgasını basmasıyla içimde patlayan havai fişekleri size anlatamam 🙂 Yağmur’a sabaha karşı 2 civarında gönderdiğim duty free selfiesi ve onun hüngür şakır ağlamaya başlaması ile tüm kötü senaryoları geride bırakıp Türk Hava Yolları’nın, içerisinde bir avuç insan bulunan Viyana uçağına bindik. Uçakta herkes bir yere dağılmış uyurken, ben cin gibiydim. Böyle anlarda hiç ama hiç uyuyamam ben. Beynimi susturamam. O sırada benim uyumadığımı fark eden bir hostes hanım yanıma gelip “Ben sizi takip ediyorum, yolcu listesinde adınızı gördüm, gelip Merhaba demek istedim. Sizin düğününüzü severek takip ettim, o dönemlerde nişanlımla ayrılmıştık, aylar sonra barıştık ve ilk defa Bozcaada’ya tatile gittik, çok güzeldi, şimdi evleniyoruz! Siz de kardeşinizin düğününe gidiyorsunuz biliyorum, her şey güzel olacak eminim, ben de takip edeceğim merakla.” dedi. O an tekrardan kocaman bir gülümse oldu yüzümde ! Yerden bilmem kaç metre yükseklikte, sabahın 4’ünde, biri bana gelip tüm o pozitif enerjisiyle her şeyin çok güzel olacağını söyledi. Buradan kendisine tekrar teşekkür ederim! Çok iyi geldi 🙂
Viyana’ya indiğimizde sabah saat 05:30 civarıydı. Güneş yeni doğuyordu… Hepimiz çok yorgun ama çok mutluyduk. Heyecanla hava limanının kapısında Yağmur ve Marcus’u bekliyorduk. O sırada daha önce kendi düğünümde de çalıştığım sevgili Aslıhan Tatlıgil‘in yaptığı konuşma balonlarını çıkarttım, herkesin eline verdim ve Yağmurlar’ı bu şekilde coşkuyla karşıladık 🙂
Çok şanslıydık ki otele vardığımızda sabahın körü olmasına rağmen odalarımız hazırdı! Otelimiz Viyana’nın göbeğinde, Opera binasına çok yakın Elizabeth Strasse üzerinde yer alan Motel One Wien Staatsoper idi. Otelin konumu ve tasarımı muhteşemdi bence. Çok rahat ettik. Fiyat – performans açısından da oldukça iyiydi. Kesinlikle tavsiye ederim!
Düğünden bir gün önce Marcus’un ailesi önce bizi Nussdorf bölgesinde yer alan evlerinde kokteyle davet etti, ardından da lokaller arasında en iyi schnitzelcilerden biri olarak bilinen ve yine aynı bölgede yer alan Zum Renner‘e gittik. Burada ailenin geri kalanıyla da tanıştık. Bizim için çok güzel bir masa hazırlamışlardı. Burada weissbier larımızı içip schnitzel lerimizi yedik, ardından schnapps larımızı fondipledikten sonra, uykusuzluğun, yorgunluğun ve mutluluğun verdiği hafiflikle kuş gibi uçarak otelimize geri döndük 🙂
HAZIRLIKLAR
O gece Yağmur da bizimle kaldı. Ona özel bir gelin odası ayarlamıştım. Sabah ilk iş erkenden kalkıp düğün mekanına gidip eşyalarımızı bıraktık. Mekanı nasıl dekore edeceğimizi planlayıp geri döndük. Nikah saat 14:20 deydi ama 14:00’te orada olunması gerekiyordu. Yağmur otelin çok yakınında bulunan ve daha önce anlaşmış olduğu bir kuaförde saçını yaptırdı. Ben de o sırada gelin odasını hazırladım. Kapıya süsler astım, gelinliğini sürpriz olarak yaptırdığım gelinlik askısına astım, makyaj masasını düzenledim ve Yağmur geldiğinde onu elimde bir kutu ile karşıladım.
Kutunun içerisinde bir adet kimono, bir adet üzerinde bride yazan yelpaze, tabi ki terlik ve düğün günü lazım olabilecek minik duş jeli ve vücut kremi vardı. Bir nevi hazırlanma kiti yaptım. Oysho‘nun yeni sezonundan aldığım kimonoya Yağmur bayıldı. Yine Oysho’dan aldığım pembe tüylü terlikler de çok uyumlu oldu.
Kendi düğünümde de bizimle olan Yelloz Hand Made‘in gelin yelpazesi ve Zeynep Eyüboğlu – Love Knot‘ın yaptığı o güzel gelinlik askısı da konsepti çok güzel tamamladı. E şampanyasız gelin mi olurmuş canım? O işi de havalimanından aldığım bir Möet ile tamamladım 🙂
Yağmur hepimize önceden internetten sipariş ettiği, nikahta kullanacağımız şapkaları hediye etti. Herkesin elbisesiyle uyumlu şapkası olmuş oldu. Kendi saçında kullandığı şapkayı da JJ’s House‘dan almış. O muhteşem gelinliği ise Zürih’te tesadüfen karşısına çıkan Modissa Zurich adlı mağazadan alındı. Ayakkabıları ise inanılmaz rahatmış ve bütün gece ayağındaydı, onları da Högl denen bir markadan Viyana’dan almış.
Marcus’un damatlığını ise çok komiktir ki yaz başında Türkiye’ye geldiklerinde Vakko‘dan tesadüfen beğenip almışlardı. Papyonu Fefe Milano‘dan, ayakkabıları ise Armani‘dendi.
Düğünde davetlilere dağıtılmak üzere Türkiye’den, uçak, valiz, muhabbet kuşu ve dünya şeklinde kurabiyeler ve üzerine dünya haritası basılı kutuların içerisine koyduğumuz lokumlar getirdik. Kurabiyeleri Rüzgar Kurabiye Evi yaptı.
Lokumları koyduğumuz kutuları ise aliexpress‘ten aldık. Mekanı süslerken kullandığımız lambaların hepsini Amazon‘dan, supla olarak yerleştirdiğimiz dantel kağıtları Eminönü‘nden ve tüm peçeteleri ise Madame Coco‘dan alıp götürdük. Kokteyl alanında astığım “Just Married” yazısını ve üzerinde “I do” ve “Love” yazan kürdanları da yine aliexpress‘ten aldım.
Yağmur’un gelin çiçeği, Marcus’un yaka çiçeği ve düğün mekanında masaların üzerine konulan tüm çiçekler Viyana’da Blumen Uschi çiçek evi tarafından yapıldı. Nedimelerin çiçekten bileklikleri ve bestman’lerin yaka çiçeklerini ise ben buradan, Vesaire‘den yaptırıp götürdüm. Harika bir iş çıkardılar 🙂
Son olarak artık hiç ayrılmadığımız sevgili Çiseren Korkut Koç ve Murat Koç bu özel günümüzde yine bizimleydi. Baştan sona kadar her bir anı inanılmaz şekilde ölümsüzleştirdiler. Videomuz hazırlandığında onu da sizinle ayrıca paylaşacağım 🙂
İLK KARŞILAŞMA
Marcus, elinde çiçeği tüm aile ile Yağmur’u otelimizin lobisinde beklerken…
Ne zaman büyüdün de gelin oldun…
NİKAH ZAMANI
Yağmur Almanca bilmediği için nikah sırasında bir Türkçe tercüman bulundurmak zorunluydu. Nikah memuru çok şekerdi ve çok tatlı dileklerde bulundu 🙂
Avusturya’da adet nikah sırasında yüzüklerin takılması olduğu için bizimkiler de Türkiye’den aldıkları alyanslarını Viyana’da taktılar.
Nikah bitti, herkes Marcus’un ailesinin evine pasta kesimi için davetliydi. Gelin arabasını Baransel kullanıyordu 🙂 Tüm misafirleri gönderdikten sonra arabaya bindik ancak araba çalışmadı 🙂 Herkes gitti , bir biz kaldık! Meğer aküsü bitmiş arabanın. Bu da bugünün hatırası olarak şurada dursun diye yazıyorum. Hemen Uber’den araç buldum ve yolumuza devam ettik 🙂
PASTA KESİMİ & KOKTEYL
DÜĞÜN BAŞLASIN !
Sezen Aksu – Kutlama şarkısında çıkış yapıp dans ettiler…
Micheal Seidl band harika çaldı bütün gece…
MR. & MRS. STEIDL
Pazar sabahı Viyana sokaklarında Mr. & Mrs. Steidl olarak hatıra pozları çekilen çiftin mutluluğu her halinden belli değil mi? 🙂
Düğün lile ilgili tüm paylaşımları #yagmurmarcuswedding hashtag inden instagram üzerinden takip edebilirsiniz ! Sırada İstanbul düğünü var ! Wait for it !
Fotoğraflar : Çiseren Korkut Koç & Murat Koç
3 Comments
Mr&Mrs Steidl
28 Temmuz 2016 at 23:45Wedding is team work. And if you have a team which is with your siblings, dont worry about anything because they know the best which makes you happy and lovely. We would like to thank our lovely sister, Kucuk Martha. Thank you for your all support and effort for us, we are lucky that we have you in our Family. As you said “that’s was an amazing start, looking forward to the Turkey one!”
Love you
Mr&Mrs Steidl
Dilhun
29 Temmuz 2016 at 09:05Rüya gibi bir düğün olmuş Ellerinize sağlık ^^
Zeynep ÖĞÜK
1 Ağustos 2016 at 08:53Detaylara bayıldım ve bazı detayları kendi nişanım ve düğünüm için kullanmayı düşündüm.
Çok tatlış bir düğün olmuş.
Sevgiler