BOZCAADA

Yine Yeniden Bozcaada !

Hikayesi:

Çok sıkılmıştık… Ruhumuz daralmıştı İstanbul’da… Hayat çok zordu… Daha çok erkendi belki ama ruhumuz yazdan kalma bir huzur arıyordu adeta… Aklımızdaki tek yer ise Bozcaada’ydı… Denizini, yemeğini, ekmeğini, kokusunu, insanını, herşeyini özlemiştik… “Hadi!” dedi B. bir akşam… “Hadi gidelim!”

Apar topar karar verip düştük yola… Çocuk gibi mutluydum… Ben ki yolculuklarda araba tuttuğu için genelde uyurum, gözümü bile kırpmadım 🙂 Tatil hep güzeldir ama sevdiğinle tatil ayrı güzeldir… Sabaha karşı Ecaabat’ta güneşi selamlarken, Çanakkale Boğazı’nın güzelliğine doya doya baktık… Her zamanki gibi feribota gitmeden once “Özüm Büfe”nin fotoğrafını çekmeyi de ihmal etmedik 🙂

Sonunda vardık Ada’mıza… 3 yıl önce tanıştığımız ve artık Ada’da bir evimiz var diyebileceğimiz kadar yakın hissettiğimiz “Patiska Butik Pansiyon“da kaldık yine… Herşey harikaydı… Yine 3 güne onlarca anı sığdırıp döndük…
Ülkenin içerisinde olduğu acı dolu olaylar nedeniyle uzun zamandır bekletiyordum bu yazıyı… Ama Bozcaada’daki dostlarımıza destek olmak adına artık yazmaya karar verdim… Alkol ürünleriyle ilgili yeni çıkan yasaya gore her ne suretle olursa olsun alkol ürünlerinin tanıtımı yapılamıyor. Bir blogger olarak,  bundan sonraki yazılarımı da etkileyeceğinden büyük üzüntü içerisindeyim. Bir hukukçu olarak yorumum ise, yasanın çok geniş ifadelere yer vermesi neticesiyle uygulama esnasında çok farklı kararlara şahit olacağımız yönünde. Bizi neler bekliyor göreceğiz, ama Bozcaada’daki dostlarıma, hayatının geçim kaynağı olarak “üzümünden!” faydalandığı bu adada düzenlenen çeşitli etkinliklerin de iptal edildiğini duyduğum için, sahip oldukları diğer güzellikleri siz sevgili takipçilerimle paylaşarak destek olmak istedim.
Hadi bakalım… Her seferinde yeniden keşfettiğim ve aşık olduğum bu Ada’ya… B.’nin Ada’sına merhaba diyelim….
1. Ada Ekmeği :
Ada Ekmeği’ni duymayan var mı? Gidenler bilir, Bozcaada’nın en güzel ürünlerinden biri de ekmeğidir… Kokusu, rengi, tadı bir başkadır… Ama halis mulis Ada Ekmeği’ni yapan şu günlerde yanlızca bir kişi var…  O da “Ada Ekmeği” markası altında ürettiği özel ekmekleri Türkiye’nin dört bir yanına kargo ile gönderen dostum A. !
Patiska Butik Pansiyon’un sahibesi Oya Abla, bir bağ evi aldıklarından bahsetti. Orada çok güzel ekmekler yapılıyor sizi götürmeliyim dedi. Ada Ekmeği’ni biliyor musun? İşte Ada Ekmeği bizim bağ evimizde A.nın ellerinden çıkıyor dedi… Dünya çok küçük gerçekten… Ada daha da küçük 🙂  
A. ile zaten Küçük Martha olarak sosyal medya üzerinden takipleşiyorduk. Ama bizzat tanışmak ve Ada Ekmek’lerinin evine konuk olmak çok özeldi. A. çok içten, samimi, olduğu gibi bir adam. Çok da başarılı, gönül vermiş bu işe… Kosmopolit kentlerdeki çocuklar da doğal ve sağlıklı ekmekler yesin istiyor… Anneler memnun, çocuklar memnun…
Bu muhteşem ekmekler doğru saklandığı takdirde 40 güne kadar tüketime hazır şekilde durabiliyor.
Ada Ekmeği siparişleriniz ve hakkında bilgi almak için A.’ya “Ada Ekmeği” facebook ve twitter sayfasından ulaşabilirsiniz.

2- Ada’m :

Geçen yazımdan Simyon’u hatırlayacaksınız… İşte Simyon’un hemen yanına geçtiğimiz Nisan ayında açılan bu cici mekan ile de A. sayesinde tanıştık. Ne de güzel oldu! Mekanın sahibesi S. Hanım, kozmopolit yaşantı ve kurumsal hayatın kaosundan sıkılmış ve geçirdiği tatsız bir kaza sonunda yıllardır gidip geldiği Bozcaada’ya yerleşmeye karar vermiş. Tüm hayatını İzmir’de bırakıp bir anda düşünmeden taşınmış. Bir gün ben de onun gibi olur muyum bilmem 🙂 O da bizim gibi Ada aşığı… Huzuru bulduğunu söylüyor… Bir cesaretle köklü mekanların yanında yepyeni bir mekan açmış. Bizim için de yolculuk öncesi harika bir masa hazırladı.

Başta herşey oturp bir kahve içelimle başladı 🙂 Meşhur damla sakızlı muhallebiden Ada’da hiç tatmamıştım… Harikaydı !
S. Hanım tüm misafirperverliğiyle, günün meze tabağından sundu bize once. Sunum şekli çok hoşuma gitti açıkçası… Özellikle iki kişiyseniz ve herşeyden biraz biraz tatmak istiyorsanız, Ada’da pek bulamayacağınız türden bir sunum. Meze tabağında ise favorimiz humustu!
Bozcaada’da en sevdiğim şeylerden biri her mekanın iyi yaptığı meşhur bir yemeği olması! Sırf onun için oraya gitmeni sağlar hani… Yeni açılmasına ragmen Ada’m’ın da yakında dillere düşecek olan yemeği kesinlikle enginarlı ahtapot olacak!
Bir diğer favorim ise patlıcanlı ezme yatağında balık… O gün hangi taze balık varsa o balık kullanılıyor. Çok çok iyi !
Ada’m‘a ziyaretlerinizde Küçük Martha’nın selamını iletmeyi unutmayın 🙂
3- Rengigül Konukevi:
Hep adını duydum, bu kadar Ada’ya gittim, bir kere yolum düşmedi. Sırf denemek adına bile gitmeliydim. Canım B. tutu elimden götürdü beni… İşte size fotoğraflarla Rengigül ve o meşhur bol reçelli kahvaltısı…

Gayet bol çeşitli, ama daha çok gözünüzü doyuran bir kahvaltı diyebilirim. O kadar çok çeşit olunca ne yesem diye düşünüp doya doya yiyemedim açıkçası 🙂

Herşeyin reçeli var… Limondan naneye, sarı çiçeklerden incire kadar…
Sanırım Rengigül’de en keyif aldığım zaman, bahçede ağaçların altında oturup kahvemizi içtiğimiz zamandı… O kaar tatlı döşenmişki etraf… Neye bakacağınızı şaşırıyorsunuz… Evet belki de sırf bu atmosferi görmek için bile gitmek gerekiyor diye düşünüyorum…
Detaylarla Bozcaada:
Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle…
Sevgiler
Küçük Martha

You Might Also Like

No Comments

Leave a Reply