Gastronomi Rotası maceramızın ikinci bölümünde sevgili Tadım Atölyesi bizi Leros adasıyla tanıştırdı. Leros, bana ilk bakışta Symi’yi çok anımsattı. Symi’nin daha az el değmişi ve daha az turistik hali diyebiliriz. (Symi’yi merak edenler Symi gezi yazıma buradan ulaşabilirler) Ama tabi Bodrum’a yakınlığı nedeniyle Türk turist tarafından özellikle son bir kaç senedir artık keşfedilmiş durumda. Konum olarak Bodrum’dan doğru çıktığınızda sırasıyla kuzeye doğru Kos-Kalymnos ve Leros diye gidiyor. Kalymnos’tan Leros’a her gün iki ayrı firmanın feribotları geçiyor. Blue Star Ferries yaklaşık 1 saat 45 dakikada, Dodekanisos Seaways ise 45 dakikada varıyor.
Adanın kendi içerisinde bir kaç tane liman bulunuyor. Feribotların yanaştığı büyük liman Lakki tarafında bulunan Agmar Marine. Bizim yanaştığımız kısım ise Agia Marina diye geçiyor. Biz tekne ile Agia Marina’da Panteli Beach‘e demir attık ve 2 gün boyunca burada kaldık. Zaten adada bir çok yere yürüyerek ya da taksi ile kolayca ulaşabiliyorsunuz. Gelelim biz neler deneyimledik kısmına 🙂
NEREDE & NE YEDİK?
MYLOS FISH RESTAURANT
Panteli Beach’in en ucunda gözüken bu mavi bina ve tek rüzgar gülü Mylos Restaurant’a ait. O yüzden fark etmemenize imkan yok!
Mekanın dekorasyonu inanılmaz güzel. Üst katında bir terasları var ve akşam üzeri happy hour saatlerinde orada kokteyl ve müzik eşliğinde partiler yapılıyormuş.
Fotoğraf: İnci Özay Hatipoğlu ( Son Mastori)
Mylos’ta yediğimiz her şey lezzet ve görsellik anlamında bu kadar küçük bir adadan beklenmeyecek derecede yüksek kalitedeydi. Resmen insanlar sadece bu restorana gelmek için bile aylar öncesinde rezervasyon yaptırıp adaya uğruyorlarmış. Siz siz olun Mylos’ta bir öğlen ya da akşam yemeği yemeden bu adadan ayrılmayın!
Fotoğraf: İnci Özay Hatipoğlu ( Son Mastori)
Fotoğraf: İnci Özay Hatipoğlu ( Son Mastori)
Fotoğraf: İnci Özay Hatipoğlu ( Son Mastori)
Fotoğraf: İnci Özay Hatipoğlu ( Son Mastori)
Kadayıflı kızarmış feta peyniri tatlısı ve üzerine ballı sos… Müthişti… Bu arada burada içtiğimiz Santorini marka beyaz şaraplar da çok başarılıydı!
Aile pozumuzu da verdik 🙂
DIMITRIS O KARAFLAS
Akşam yemeğinde gittiğimiz Dimitris o Karaflas adanın öbür tarafında kalıyor ve manzarası gerçekten muhteşem. Tripadvisor’da Leros adasındaki restoranlar arasında 1. sırada yer alıyor.
Bir akşam üzeri gün batımı saatinde buraya gelip romantik bir yemek yiyebilirsiniz. Akşam da Uzo ile devam eden müzikli eğlence ile gecenizi noktalayabilirsiniz. Biz burayı da çok sevdik !
TO PARADOSIAKO
Bu gezinin en unutulmaz anlarından biri de adanın en eski ve en meşhur pastacısı olan To Paradosiaka’nın imalathanesine gidip beraber tatlı yapmamızdı. Çok güzel düşünülmüş bu organizasyon için tekrardan teşekkür ederiz.
Bize verilen bone ve önlükle, böyle tatlı bir Vespa’nın üzerinde bile olsam Uğur Dündar programından fırlamış gibiyim 🙂
TAVERNA APOSTOLIS
Panteli Beach’de deniz kenarında bulunan bu mekan öğlen yemeği için oldukça uygun. Dilerseniz önünden denize girebilir, gelip sonra biranızı içip kalamarınızı yiyebilirsiniz. Biz tabi sofrayı azıcık abarttık 🙂
Meze tabağı bu şekilde geliyor ve caciki yine yıkılıyor !
Ahtapot yahni gerçekten çok iyiydi, mutlaka deneyin.
Yediğimiz en iyi deniz mahsüllü makarnaydı diyebilirim…
Biz orada öğlen sıcağında tadım yaparken önümüzde deliler gibi eğlenip denize giren çocukları görünce dayanamayıp kendimiz suya attık 🙂
EL GRECO
Son akşam yemeğimizi yediğimiz El Greco, yine Panteli Beach’de sahil kenarında, kumların üzerine kurduğu masalarıyla ünlü bir mekan.
Karpuz salatası çok lezizdi. Aynı benim yaptığım usul üzerine biraz nar ekşisi koymuşlardı.
Altta sarımsaklı patates salatası, ortada pancar, üzerinde levrek ve en üstte limon dilimi… Müthiş bir atıştırmalıktı!
AMMOS BAR
Bu mekanı pek sevdik. Gerek kokteylleri gerekse ortamı çok güzeldi. Dilerseniz gündüz kahve içmek için, dilerseniz akşam bir kokteyl içmek için uğrayın her şekilde mutlu olacaksınız. Margarita’sının oldukça iyi olduğu söyleniyor.
Mekanın hem bahçe kısmı hem de deniz kenarında şezlonglu bir bölümü var. Biz her ikisinde de takıldık. Mekanın önündeki bu eski Vespa da gözümden kaçmadı tabi 🙂
GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER
TRADITIONAL HOUSE
Kalymnos’daki kadar büyük olmasa da burada da bir geleneksel evi müze haline getirmişler. Aynı zamanda alt katındaki dükkanda da lokal ürünler satılıyor. Mekana gittiğimizde bizim için döktükleri bu lokmalarla karşıladılar. Tadının bizimkinden bir farkı yok, çok lezzetliydi ve inanın misafirperverlik konusunda da kardeşiz 🙂
Leros’da üretilen çeşitli likörler var, bunlardan bir tanesi olan ballı ve güllü likörü burada bulabilirsiniz.
Böyle tatlı bir duvar bulmuşum bırakır mıyım? 🙂 Bu arada bu üzerimdeki kimonoyu da bu adadaki butiklerin birinden aldım.
RÜZGAR GÜLLERİ
Adanın tepesindeki rüzgar güllerine gitmek için dilerseniz sokakların içerisinden tırmanabilir, dilerseniz taksi kullanabilirsiniz. Buradan manzara çok güzel oluyormuş. Biz vakit kalmadığı için çıkamadık, ama aynı zamanda orada bir şeyler yiyip içebileceğiniz bir kafenin de olduğunu öğrendik. Belki siz gidersiniz 🙂
PENCERELER & KAPILAR & DUVARLAR
Her yer de olduğu gibi burada da sokaklarda kaybolmalısınız. Oldukça küçük bir alan ama bulacağınız detaylar sizi mutlu etmeye yetecek 🙂
No Comments