İnsan yakınında olanı ve kolay ulaştığını hep sonraya bırakırmış ya, Büyükada da benim için öyle bir yer oldu. 2008 yılından beri hiç gitmemişim, düşünsenize tam 8 yıl olmuş. Halbuki ne kadar keyifli bir hafta sonu kaçamağı yapılabileceğini tamamen unutmuşum!Biliyorum, çoğunuzun ilk aklına gelen şeylerin başında, daha Büyükada vapuruna bindiğiniz anda içine düştüğünüz kalitesiz turist kalabalığı geliyor. Bir yandan da çocukluğu adada geçmiş bir çok arkadaşımdan duyduğum “Büyükada eskisi gibi değil, çok değişti!” söylemleri var tabi. İnsanoğlu değil mi işte? Elini attığı her şeye mutlaka zarar veriyor. Her yerde olduğu gibi burada da yaşanmıştır elbet bir sürü şey. Ama hep dediğim gibi, adanın bir suçu yok, o aslında çok güzel! 🙂
Beni ada konusunda en çok etkileyen şeylerden biri de vakti zamanında televizyonda yayınlanan ve sanırım Türk televizyon tarihinde merakla izlediğim nadir yapıtlardan biri olan “Hatırla Sevgili” dizisi olmuştur. 1960’larda Büyükada’nın ne kadar muhteşem olduğunu o dizide görmüş olduk. O evlerin mimarisi, bahçelerinin güzelliği, at arabalarının o geniş sokaklarda salınması, “ada dondurması” denilen şeyin gerçekten var olması gibi bir çok şey… Nizam Mahallesi vardır mesela… Bana göre en güzel evlerin olduğu… Hala ne zaman geçsem o zamanlarda insanların burada nasıl yaşadıklarını düşünürüm. Bana çok romantik gelir nedense 🙂
Peki siz de geçtiğimiz hafta sonu bizim yaptığımız gibi, ön yargılarınız bir kenara atıp, farklı bir Büyükada deneyimi yaşamak istemez misiniz? Size harika bir hafta sonu kaçamağı önerimiz var o zaman!
ULAŞIM ÖNERİSİ
Avrupa yakasında oturmamıza rağmen, İstanbul’un boş trafiğinden faydalanarak Bostancı feribot iskelesine gitmeye karar verdik. Aracımızı iskelenin karşısındaki otoparka bırakıp Mavi Marmara motorları ile 30 dakikada Büyükada’ya direkt olarak ulaştık. Bir sürü alternatifiniz var tabi, ama bize en kısa ve konforlu yol bu geldi. Aslında deniz taksiler de çok mantıklı ama ücret biraz yüksek olduğundan kalabalık olup bölüştüğünüzde güzel bir alternatif olacaktır.
SERGÜZEŞT OTEL
Velhasıl kelam, tuttum Baransel’in kolundan “Kalk gidiyoruz bey!” dedim 🙂 “Nereye?!” dedi. Instagram’dan keşfettiğim bu tatlı butik oteli gösterdim hemen. Benim gibi o da güzel bir hafta sonu kaçamağı olacağını hayal etti bence 🙂
Henüz 1,5 ay önce açılmış olmasına rağmen bu güzel butik otel hemen kendini diğerlerinden ayırmayı başarmış. Toplamda 10 odası var ve her bir oda ayrı özenle hazırlanmış. Sahibesi Hale Hanım ve eşi Hakan Bey, kurumsal hayatlarının yanına bir gelecek hayali kurmuşlar adeta.
Mimar Kerim Kürkçü‘nün elinden çıkma bu eski bina, özenle restore edilip, ruhunu bozmadan modern dokunuşlarla beslenmiş.
Bizim kaldığımız oda balkonlu junior suit diye geçiyordu. Odaya girdiğim anda balkona açılan kapıdan içeri giren ışık ve beyaz duvarlarda asılı ilustrator Ekin Büyükşahin‘in hayranı olduğumuz tabloları beni kendine aşık etti diyebilirim.
Tam olarak aradığımız buydu aslında. Huzurlu baş başa bir kaçamak… Ortam müthiş… Dilersen bahçedeki hamakta uzan, dilersen otelin kafesi Sermest‘te kahveni yudumlarken dergini ya da kitabını oku, dilersen odanın balkonda sevdiğinle baş başa keyifli zaman geçir…
Tebdil-i mekanda ferahlık vardır derler ya, evini ne kadar seversen sev arada bu kaçamaklara hepimizin ihtiyacı var kabul edelim. İşte sırf bu nedenle bile burası sana iyi gelecek!
CAFE SPITZ
Akşam üzeri kendine güzel bir kokteyl ısmarlamak için Splendid Otel’in altında açılan Cafe Spitz’e uğramadan dönme !
Bizim favori kokteyllerimiz, Egeli mojito ve Spitz kokteyl oldu !
BY ŞÜKRÜ
Akşam yemeğinde ise By Şükrü’ye rezervasyon yaptırmayı unutma! Cumartesi günleri canlı müzik de oluyor 🙂 Üstelik epey eğlenceli! Yemeklere gelecek olursak, mutlaka denemen gereken bazı şeyler var!
Karidesli, peynirli ve maydonozlu salata yediğim en iyi salatalardan biriydi!
Levrekten yapılma güveç balık lokma kesin söylenmeli!
İçerisinde ezine peyniri ve hellim peynir bulunan kalamar dolma çok çok başarılıydı!
Bütün gece masamızda bir de misafirimiz vardı 🙂
YADA BEACH CLUB
İstinye’deki sushi restoranından tanıdığımız Yada, kurumsal kimliğini artık Yada Gastronomi altında toplamaya karar vermiş. Bu oluşumun altındaki mekanlardan biri de Yada Beach Club!
Ertesi gün, otelinde güzelce kahvaltını edip kahveni içtikten sonra, adanın arka tarafında kalan bu beach club güneşlenmek, serinlemek ve keyifli zaman geçirmek için güzel bir alternatif.
Feribot iskelesinden gündüz 10:30-13:30 arası her yarım saatte bir motorları kalkıp sizi buraya getiriyor.
Normalde zaten Yada’yı İstinye’deki sushi mekanlarından ötürü epey severim. Beach ortamında da aynı lezzetteki sushilerinden yiyebilir ya da sadece burası için özel olarak oluşturulmuş diğer mönülerini de deneyebilirsiniz.
Sunumları harika olan frozen kokteyller ise bütün günün sıcağında bizi çok güzel serinletti 🙂
Azıcık da olsa İstanbul’dan uzaklaşıp tatil kafası yaşamak istiyorsanız bu şekilde organize edeceğiniz bir hafta sonu size gerçekten çok iyi gelecek !
Bir sonraki kaçamağımızda görüşmek üzere !
No Comments