Hikayesi:
Bizim ailenin kadınlarının “mutfak eli” iyidir… Bu konuda mütevazilik yapamayacağım 🙂 Annemin demlediği çay bile ayrı güzel olur… Kardeşim Y. ise henüz 22 yaşında olmasına rağmen börek de açar, mantı da yapar dolma da… Kendi usulünce yaptığı bu zeytinyağlı kabak, kabak sevmeyenler için bile bir ilk olmuştur…
Bizim evin misafiri bol olur… Hatırlıyorum da ben çocukken bizim evde hafta içi hafta sonu ayrımı olmazdı misafir konusunda… Gecenin 12’sinde bile gitarını alıp gelen aile dostu biliyorum… İşte bu yüzden mutfak önemli oldu hep bizim için… Ve hep mutfakla salonumuz bir oldu… Çünkü mutfakta pişen mutlaka paylaşılırdı… Mutfak açıktı ve davetkardı… Mutfağa gidip ortadan kaybolma şansınız olmazdı… Bize gelen misafir oturduğu yerden demlenen çayın kokusunu da duyardı, göz ucuyla tezgahın üzerinde duran meyve kasesini de süzerdi… Eğer bir evin kalbi neresidir diye sorarsanız bence kesinlikle Mutfaktır! Ve bizim evde kalbimiz misafirlerimize hep açıktır…
Hazır zeytinyağlı mevsimi gelmişken, kardeşim Y.’ye “Hadi bir kabak patlat da yiyelim.” dedim… Kırmadı sağ olsun… Şimdi onun tarifiyle, kalbimizde pişen bu güzel yaz yemeğini sizinle paylaşıyorum…
Sevgiler
Özüm
Malzemeler:
3 Adet Kabak
1 Adet Orta Boy Soğan
1 Adet Orta Boy Domates
1 Adet Küp Şeker
Tuz
Dereotu
Zeytinyağı
Yapılışı:
Kabakları pijamalı şekilde soyuyoruz. Soğanı uzun ve ince şekilde doğruyoruz. Domatesimizi ise küp küp doğruyoruz.
Kabaklarımızı önce boydan ikiye kesip sonra doğruyoruz.
Orta boy bir tencerede zeytinyağımızı hafif kızdırıyoruz. İçerisine sırasıyla soğanı, domatesi ve kabakları atıyoruz. Y. nin söylediğine göre buradaki en önemli nokta, soğanları kavurmadan, malzemeleri arka arkaya koymamızmış.
Tüm malzemeleri karıştırdıktan sonra üzerine bir tatlı kaşığı tuz ve bir adet küp şeker koyuyoruz.
Ardından karışımın yarısına gelecek kadar su ilave edip, önce yüksek ateşte bir kaç dakika tencerenin kapağı kapalı şekilde, sonra kısık ateşte 15 dk boyunca pişiriyoruz.
Yeşillikleri uzun süre canlı tutabilmenin bir formülü de onları suyun içerisinde saklamaktır. Özellikle nane ve dereotu suda kaldıkça daha da çok koku salar, böylece mutfağınızda muhteşem kokar. Kabak yemeğimiz piştikten sonra onu soğuması için bir servis tabağına alıyoruz. Üzerine de taze taze dereotlarımızdan doğruyoruz. Hem görüntü hem de tat olarak harika oluyor.
Herkese afiyet olsun!
No Comments